“ Çocuklarda haftada en az üç kez görülen öfke patlamaları dikkate alınmalı”

“ Çocuklarda haftada en az üç kez görülen öfke patlamaları dikkate alınmalı”

Çocuklarda genellikle 6 ile 10 yaş arasında baş gösteren “Yıkıcı Duygu Durum Bozukluğu” hakkında Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi Anabilim Dalı, NP Feneryolu Tıp Merkezi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık değerlendirmelerde bulundu.

Çocukluk çağında görülen Yıkıcı Duygu Furum Düzenleyememe Bozukluğu’nun ruhsal bir bozukluk olduğunu ifade eden Doç. Dr. Başak Ayık, 2013 yılından beri çocukluk çağı ruhsal hastalıkları arasında tanımlandığını söyledi.

Bir yıldır devam eden öfke dikkate alınmalı

Genellikle çocuklarda ortaya çıkan anlık ve şiddetli öfke patlamaları Yıkıcı Duygu Durum Düzenleyememe Bozukluğu’nun kendisini gösterdiğini kaydeden Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık, “Haftada 3 kez gösteren bu şiddetli öfke patlamaları tanı koymak için bir koşuldu. Bu tip durumların olmadığı dönemlerde çocuğun ruh hali sinirli ve kızgın olur. Bu ruh halinin 1 yıl devam etmesi gereklidir. Çocuğun şiddetli bir tepki göstermeyecek olay dahi olsa çocuğun vereceği tepki bu olay ile karşılaştırılamayacak derecede şiddetli olur. Çocuk bu tepkileri sadece aile bireylerine karşı verip dışarıda vermiyorsa bu çocukta Yıkıcı Duygu Durum Düzenleme Bozukluğu söz konusu olamaz” diye konuştu.

Halk arasında manik depresif olarak biliniyor

Halk arasında Duygu Durum Bozukluklarının “manik depresif” veya “iki uçlu bozukluk” olarak da adlandırıldığını  da aktaran Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık, bütün hastalarda iki ruh hali görünmese de bu hastaların kendilerini çok iyi hissettikleri ve çok enerjik oldukları yükselme dönemleri (mani) ile mutsuz ve enerjisiz oldukları düşüş (depresyon) dönemleri arasında gidip geldiğini kaydetti.

Düzenli tedavi yaşam kalitesini yükseltiyor

Bu tarz sorun yaşayan çocukların tedavisinin önemine işaret eden Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık, tedavi başlandıktan sonra asla aksatılmaması gerektiğini vurgulayarak “Yaşadıkları Duygu Durumları kendilerini nasıl hissettikleri ve buna bağlı olarak uyku, yeme alışkanlıkları gibi günlük etkinlikleri ve enerji düzeyleri değişken bir seyir gösterir. Tedaviye başlanıldığı dönemlerde en önemli nokta “atak dönemi” olarak tarif edilen belirgin sıkıntıların olduğu şiddetli belirtiler ile seyreden dönemler haricindeki sessiz, sakin geçen ara dönemlerde de tedavilerini aksatmamaları gerektiğidir. Çocuğun göreceği düzenli tedavi atak sıklığını azaltır ve şiddetli atakları önleyerek kişinin hayat kalitesini arttırır” dedi.

Belirtiler görülüyorsa uzmana başvurulmalı

Çocuklarda davranış bozukluğu, dikkat eksikliği, depresyon, madde kullanım bozukluğu ve kaygı bozukluğu yüksek oranlarda görüldüğünü ifade eden Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık, bu tip rahatsızlık belirtilerinin 10 yaşından önce başladığını, tanının ise tanı 6 yaşından önce ve 18 yaşından önce konamaz olduğuna dikkati çekti.

Bir yanıt yazın