Sizi Yaptığı Ters Köşelerle Yerden Yere Vuracak Gerilim Filmi: Contratiempo

Başarılı sinema eleştirmeni Can Turbay bu kez de Netflix ekranlarında geçtiğimiz günlerde seyircisiyle buluşan "Contratiempo" adlı filmi sizler için yorumladı.

Sizi Yaptığı Ters Köşelerle Yerden Yere Vuracak Gerilim Filmi: Contratiempo

Merhaba sevgili sinemaseverler; bugün sizlere, belki de Hollywood sineması ürünü olmadığından kendisi ve kıymeti yeteri kadar bilinmeyen bir filmden bahsedeceğim. Ocak 2017’de İspanya’da gösterime giren Görünmeyen Misafir 30,6 milyon dolar hasılat elde etti. Filmin üç farklı dilde uyarlaması yapıldı. Filmin kısaca sinopsisinden bahsetmek gerekirse:

Varlıklı bir iş adamı olan Adrián, bir dağ oteli odasında yanında fotoğrafçı sevgilisi Laura Vidal’ın cesedi dururken polis tarafından tutuklanır. Kendisine güvenilir bir savunma mekanizması oluşturmak için kendi avukatı Felix Leiva tarafından tavsiye edilen ve tanık hazırlamada uzman deneyimli bir avukat olan Virginia Goodman ile tanışır.

Adrian, Virginia’yla cinayet ve sevgilisi Laura ile ilişkisi hakkında konuşur. Virginia ve Adrian, vaka hakkında konuşmalarını sürdürürler ama Adrian’ın ifadesinden ikna olmayan Virginia onu hikayesinin karanlık noktalarını açığa çıkarması için zorlar.

Film, konu bakımından klasik bir gerilim/suç filmi hissiyatı verse de video sonunda bu hissiyatın sizde yok olacağına inanıyorum. Filmde düz bir zaman çizgisi mevcut değil. Hatta film belli bir zamandan sonra tek bir mekanda geçiyor bile diyebiliriz zira geçmişte yaşanan olaylar flashback tekniği ile bize gösteriliyor. Yani hem şimdiki zamanı hem de geçmişi aynı anda takip ediyoruz filmde. Bana göre, seyircinin kafasını karıştırmamak için buradaki dengeyi tutturmak zor iştir, emek ister. Eğer kafanız gelecek kaygısı, ekonomik sıkıntılar veya varoluşsal sancılar ile dolu değilse film akışı sizi yormayacaktır.

Ver oğlum oradan plot twist’i, ver ver ver! Bir de lokum dağıt arkadaşlara. Filmin elini güçlendiren en önemli kart kuşkusuz hikayesinde barındırdığı plot twistler olmuş. Plot twist, en basit anlamıyla, radikal bir değişim ya da beklenmedik bir sonuç doğmasına yol açan edebi bir tekniktir. Hikayenin sonunda olması beklenen durumun, şaşırtıcı bir şekilde olmaması ya da tahmin edilemeyen bir duruma dönüşmesi diyerek özetlenebilir. İnanın bu filmde hiçbir şey belli değil. Yani bu bulmacada neyi nereye koyarsanız doğru veya yanlış olur belirsiz. İyi/kötü, gerçek/yalan gibi kavramlar filmde baş döndürücü bir hızda yer değiştirebiliyor. Aynı filmde birbiriyle bağlantılı olup olmadığına kendiniz karar vereceğiniz iki cinayet var. İşte bu cinayetlerin kim tarafından ve nasıl işlendikleri hakkında bir sürü olasılık görüyoruz. Gerçekten olayı çözmeyi bir hayli zorlaştıran bu olasılıklar silsilesi size müthiş bir keyif veriyor. Ayrıca filmin sonuna doğru nereden geldiği belli olmayan birisi ortaya çıkıp, filmin akışını 180 derece değiştirmiyor ki bence bu hiç hoş bir hareket değil ve buna plot twist demek hata olur.

Peki, filmin olumsuz yanları yok muydu? Çok büyük etkileri olduklarını düşünmesem de tabii ki vardı! İlk olarak neredeyse hiçbir karakterin geçmişiyle ilgili bir bilgimiz yok yani karakterlerin backgroundları fazlasıyla eksik. Bu durum filmi izlerken suçlu ya da suçsuz hakkında yorum yapmayı zorlaştırıyor. Karakterlerin derinliklerini arttırmak için ekstra bir yirmi dakika verilse, filmin yarattığı dünyanın havası bize daha çekici gelirdi diye düşünüyorum. Filmin süresinin yaklaşık 100 dakika olduğunu düşünürsek, film bunu elbet kaldırırdı.

 

Bu filmi tekrar izlesem bu kadar keyif alır mıyım diye düşündüğümde, filmin pilot twistler üzerine kurulduğu ve bu sefer bütün şaşırtmacalarını bileceğimiz için emin olamadığımı söylemeliyim. Bir film bir kere izlenir, güzelse güzeldir diyebilirsiniz ama bana göre iyi bir film her izlendiğinde izleyene yeni bir şey katan ve film hakkında farklı bir bakış açısı sunan unsurlar barındırmalıdır. Hepimizin de birden fazla kez izlediği favori filmleri mutlaka vardır. İşte bu film bana göre bu yönden bir hayli eksik kalıyor.

Maalesef oyunculukları beğenmediğimi söylemem gerek. İspanya’nın en iyi oyuncularından oluşan bir cast ekibi olduğu söylense de filmin senaryo ve kurgusu kadar öne çıkmıyor oyunculuklar. Belki de bu oyuncu seçimleriyle alakalı olabilir. Filmde, bu oyuncu bu karaktere de hiç gitmemiş dediğim oldu.

Son olarak, yönetmen çok sade ve temiz bir iş çıkarmış. Çekimlerde risk almadığını söylemek mümkün. Kamera, çoğunlukla tüm sahneyi görebileceğimiz bir şekilde sabit bırakılmış. Yani seçilen açı ile alana hakimiyet sağlanmış, başarılı kurgularla da bu sahneler arası geçiş iyi ayarlanmış. Yönetmenin bu türde the body adlı bir filmi daha var, kendisi aynı zamanda iki filmin de senaristi. Yazı bu kadardı. okuduğunuz için gerçekten çok teşekkür ederim, hoşça kalın.

Can Turbay / Magazinname.com

Bir yanıt yazın