Bugünde bu senenin en çok beklenen yönetmenliğini Chad Stahelski’nin yaptığı başrollerinde Keanu Reeves, Laurence Fishburne ve Scott Adkins’in yaptığı John Wick serisinin son filmi olan John Wick : Chapter 4 filmini sizler için hem tanıtacağım hem eleştirilerde bulunacağım.
Filmin ana teması John Wick 4 büyük suç örgütünü yenmeye çalışırken yeni bir düşmanla yüzleşmek zorunda olan John Wick’in hikayesini konu ediyor. John Wick, High Table olarak bilinen suç örgütünü yenmenin bir yolunu keşfeder. Ancak özgürlüğünü kazanmadan önce, dünya çapında güçlü ittifaklar kuran ve John’un eski arkadaşlarını düşmana çeviren yeni düşmanı The Marquis’le yüzleşmesi gerekiyor. John, hayatta kalmak istiyorsa becerilerinin sınırlarını zorlamak zorundadır.
Tüm seriyi izleyen bir sinemasever olarak filmi aksiyon olarak değerlendirirseniz 10 üzerinden 10 puanı hak ediyor.
Ama filmi gerçekçi bir gözle izlediğinizde film anormal saçma sapan bir film olarak 10 üzerinden 3 puanı bile hak etmediği de bir gerçek.
O kadar çok mantıksız sahnesi var ki!
Hangisini yazsam diye düşünmedim değil.
John Wick artık neredeyse bir Marvel kahramanı oldu olacak.
Giydiği ceketi kurşun geçirmiyor, hadi bundan vazgeçtim gelen kurşunlar cekete bile zarar vermiyor.
Hadi kurşunlar cekete zarar vermiyor kısmını da geçtim ama madem cekete zarar gelmiyorsa gelen kurşunların sektiğini göstermiş olsalar da buna çok az da olsa eyvallah derdim.
John Wick ceketi ile böyle kurşunlardan korunuyorsa tabi ki düşmanlarının da ekstra aksesuarları olmalı diyen senarist ve yönetmen buna bir yöntem bulmuşlar.
John Wick’i öldürmek isteyenlerde kendilerine gelen kurşunlardan ya ellerindeki kılıçları kullanarak bertaraf edebilmeli , kolu ve dirseği ile gelen kurşunları durdurabilmeli olarak düşünmüşler ve filmi böyle kurgulamışlar.
Filmin finaline yakın kısımlarında 220 merdiveni çıkmak zorunda olan John Wick neredeyse merdiven başına bir adam öldürürken kendisine kurşun isabet etmiyor.
Tabi bunun yanında neredeyse en üst basmağa gelmişken aldığı darbe yüzünden o kadar merdiveni yuvarlanarak aşağı düşerken hiçbir yeri kırılmıyor.
Japonya’da çekilen bölümlerde hala yeraltı dünyasının Japon üyeleri samuray kılıçları kullanıyor. Yani tüm teknolojiye karşılık hala samuray kılıçları ile mücadele veriyorlar.
Aslına bakarsanız filmin gerçeklik anlamında elle tutulacak en ufak bir detayı yok.
John Wick’e bir kostüm giydirsen al sana bir Superman, Spiderman.
Filmde en büyük eksik John Wick’e bir kostüm giydirilmeden süper bir kahraman yaratmaya çalışmışlar.
Bu arada filmde fazla diyalog olmadığını da söylememe gerek var mı bilemem?
Ama bir diyalog varsa bir dahaki diyaloğa kadar en az 20 adam mortingen.
Fransa’nın göbeği Paris’in en işlek caddesinde onlarca araç parçalanıyor, yüzlerce adam ölüyor ama Fransa polisi ortada yok.
Filmde iyi bir oyunculuk arıyorsanız bana göre mumla aramak zorundasınız.
Ama dövüş sahneleri, muhteşem dövüş koreografi, arıyorsanız neredeyse filmin ilk dakikasından son dakikasına kadar göreceksiniz.
Ah! Ah! Ah!
Bazı yazılarımda hep söylerim.
Biz yıllarca boşuna Cüneyt Arkın’ı filmlerini ti’ye almışız.
Allah mekanını cennet eylesin, nurlar içinde yatsın ama bu tarz filmleri izledikçe çok büyük haksızlık ettiğimi düşünmekten kendimi alamıyorum.
Kamil Hızer / Magazinname.com