Göz tansiyonu glokom bebek ve çocuklarda da görülebiliyor…

Prof. Dr. Uğur Emrah Altıparmak "Göz tansiyonu körlüğe neden olabilir!"

Göz tansiyonu glokom bebek ve çocuklarda da görülebiliyor…

Bir görme siniri hastalığı olan halk arasında ‘Göz Tansiyonu’ olarak bilinen Glokom, görme sinirini oluşturan hücrelerin azalması ile gelişiyor. Kalıcı bir hasar oluşturabilmesi nedeniyle en önemli körlük nedenlerinden olan glokomun sebeplerini ve tedavi yöntemini Acıbadem Ankara Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Uğur Emrah Altıparmak anlatıyor.

 

“Glokom orta yaş ve üzerinde daha sık görülen sinsi bir hastalıktır” açıklamasında bulunan Prof. Dr. Emrah Altıparmak sözlerine şöyle devam ediyor “Glokom, çok nadir olarak çocuk veya bebeklerde de görülebilir.  Dünya Sağlık Örgütü’ nün yayınladığı bir raporda 2020 yılında dünyada 40-80 yaş arası 76 milyon kişide glokom hastalığı olduğu bildirilmiştir. Bu rakamın 2030 yılına gelindiğinde 95 milyona çıkması beklenmektedir. Glokom hastalığında göz ile beyin arasındaki bağlantıyı sağlayan görme sinirinde (optik sinir) kalıcı hasar meydana gelir.”

 

Glokom hastalarının önce yan alanlardaki görmelerini, hastalık ilerledikçe de merkeze doğru görmelerini kaybettiklerini söyleyen Prof. Dr. Emrah Altıparmak “En son aşamada merkez görme de kaybedilir ve körlük gerçekleşir. Önce kenar görmeyi azalttığı için hastalar ilk başta hastalığın varlığını fark edemeyebilir. Bu nedenle düzenli kontrollerin önemi büyüktür. Özellikle ailede glokom öyküsü olan kişiler glokom gelişmesi açısından daha büyük risk altındadır. Bu kişilerde düzenli göz muayeneleri daha da büyük önem taşır. Bu kişilerin 40 yaşından itibaren her yıl, aile bireylerinde glokom olmayan kişilerin de 40-50 yaşları arasında iki yılda bir, 50 yaşından itibaren de her yıl göz kontrollerini olmaları tavsiye edilir” açıklamasında bulundu.

 

Erken tedavi büyük önem taşıyor

 

Glokom hastalığının tedavisinde amacın kötüye gidişi durdurmak olduğunu aktaran Prof. Dr. Emrah Altıparmak, kaybedilmiş olan görmeyi geri getirmenin mümkün olmadığını söyledi. Hastalığın erken tanısının çok önemli olduğunu belirten Altıparmak sözlerine şöyle devam etti: “Hastalığın ilerlemesini başarılı ile durduran tek tedavi göz içi basıncının düşürülmesidir. Bu genellikle göz damlaları ile sağlanır, damlaların yetersiz kaldığı bazı olgularda ise glokom ameliyatları devreye girer. Glokom tedavisinde çok sayıda damla kullanılabilir. Damlalar genellikle yan etkilerinin azlığına, hastaya uygunluğuna ve hastanın göstereceği uyuma göre tercih edilir. Tek bir damla ile sonuç alınamadığında bazen 2, bazen 3 göz damlası birlikte kullanılır. Hastaların damlalarını düzenli kullanması çok ama çok önemlidir. İlaçlara ara verilmesi veya düzensiz kullanılması görme sinirinde var olan hasarı artıracaktır. Unutulmamalıdır ki glokom tedavisi ömür boyu sürecek bir tedavidir.”

Bir yanıt yazın