Bir Astronotun Sonsuz Yolculuğu film incelemesi “Spoiler içerir”

Bir Astronotun Sonsuz Yolculuğu film incelemesi “Spoiler içerir”

Netflix’i bu ay iddialı yapımlarından birisi de “Spaceman” yani Türkçe adıyla Bir Astronotun Sonsuz Yolculuğu adı altında yayına girdi.

Jaroslav Kalfar’ın romanından uyarlanan bu filmin senaryosunu Colby Day yazarken yönetmen koltuğuna da Johan Renck oturmuş. Filmin başrollerinde neredeyse tüm filmlerini izlediğim Adam Sandler ile birlikte Carey Mulligan ve Paul Dona gibi isimler var.

“Bir Astronotun Sonsuz Yolculuğu”, uzayın derinliklerinde geçen bir hikayede, insan ilişkileri, yalnızlık ve keşif arzusu üzerine derinlemesine bir bakış sunuyor. Jakub’un evliliğindeki zorluklar ve uzaydaki izole yaşamı arasındaki paralellikler, filmi hem duygusal hem de felsefi bir boyuta taşıyor.

Filmi bana göre ilk baştan itibaren canlı tutan Adam Sandler, Carey Mulligan ve Paul Dano gibi deneyimli oyuncuların performansları olurken özellikle Sandler’ın dramatik yeteneği, karakterin içsel çatışmalarını ve duygusal derinliğini başarıyla yansıtıyor. Mulligan ve Dano ise rollerine canlılık katıyor ve hikayenin ilerleyişinde önemli birer etken olarak beliriyorlar.

Bir Astronotun Sonsuz Yolculuğu filmin konusu

Film, Güneş Sistemi’nin kenarında tek başına bir araştırma görevinde olan Çek astronot Jakub Procházka’yı (Sandler) konu alıyor. Görevin altıncı ayındayken Jakub, geride bıraktığı evliliğinin Dünya’ya döndüğünde bitmiş olabileceğini fark eder. Eşi Lenka (Mulligan) ile arasını düzeltmek için her şeyi yapmaya hazır olan Jakub’a, uzay gemisinin kuytularında saklanan ve zamanın başlangıcından beri varlığını sürdüren gizemli bir yaratık olan Hanuš (Dano) yardım eder. Hanuš, Jakub ile birlikte çok geç olmadan bu evlilikte neyin yanlış gittiğini anlamak için uğraşır.

Görsel açıdan etkileyici olan film, uzayın sonsuzluğunu ve insanın bu kozmos içindeki küçüklüğünü başarılı bir şekilde yansıtıyor. Özellikle uzay gemisi içinde geçen sahneler, izleyiciye derin bir hissiyat sunuyor ve uzayın yalnızlığını hissettiriyor.

Film aynı zamanda hem bilim-kurgu hem dram ögelerini çok güzel harmanlamış. Bana göre şans verilmesi gereken bir film. İzlemenizi tavsiye ederim.

Kamil Hızer / Magazinname.com

Instagram: @kamilhizer

Bir yanıt yazın