The Silver Skates “Gümüş Patenler” film tanıtımı ve eleştirisi

The Silver Skates “Gümüş Patenler" filmi sadece bir aşk filmi değil, aynı zamanda bir baş kaldırı öyküsü. Filmi izlerken başka çağrışımlar da yapabilir...

The Silver Skates “Gümüş Patenler” film tanıtımı ve eleştirisi

Netflix ekranlarında bu hafta The Silver Skates Türkçe adıyla “Gümüş Patenler” izleyicisiyle buluştu. Filmin yönetmenliğini Micheal Lockshin yaparken senaryosunu Roman Kontar yazmış. Film aslında Mary Mapes Dodge adlı bir yazarı 1865 yılında yazmış olduğu romanın bir uyarlaması. Roman daha önce iki kez sinemaya çevrilmişken bunlardan biri animasyon film olarak izleyicisiyle buluşmuş. Filmde başlıca rolleri Fedor Fedotov, Sonia  Priss ve Yuriv Borisov üstlenmişler.

The Silver Skates filminin konusu

Film 1899 yılının Saint Petersburg’unda geçmektedir. Filmimizin asıl oğlanı Matvey buz patenlerini mükemmel kullanan bir gençtir ve yaşamını bir fırının teslimatlarını yaparak kazanırken haksız bir şekilde işten atılır.

Matvey işten kovulduğu gün sonradan bir kapkaç çetesinin lideri ile tanışır. Kapkaç çetesinin lideri Alex ile tanışan Matvey kendisine çeteye katılma teklifine hayır der. Tam bu anlarda Matvey’in babasının verem hastalığına yakalanması ve tedavisinin ancak Almanya’da bir klinikte yapılabileceğini öğrenince kapkaç çetesine katılmaya karar verir.

Dönemin Saint Petersburg’unda insanlar ikiye ayrılmış vaziyettedir. Zenginler ve yoksullar. Tıpkı ülkemizde olduğu gibi. Matvey’in babası aslında şehirde bulunan gece lambalarını yakarak para kazanırken açlık sınırının altında bir yaşam sürmek zorundadır. Sarayda yaşayanlar halkın ne durumda olduğunun farkında değildir. Nedense bu sahne bana başka çağrışımlar yapmış olsa da biz filmimize geri dönelim.

Alex kısa sürede Matvey’e buz pateni üzerinde iken nasıl kapkaç yapılacağını öğretir. Kapkaç derken öyle şiddete başvurularak yapılan kapkaçtan bahsetmiyoruz. Aslında bunların yaptıkları kapkaç bizim deyimimizle cepçilik tarzı bir suç. Ve çetenin tek hedefi zenginler ve dönemin aristokrat ailelerinin bireyleri.

Matvey artık çetenin bir elemanıdır. Bir anda yolları sarayda yaşayan aristokrat ailenin tek kızı Alisa ile yolları kesişir. Aralarında adı konulamayan bir şey başlar. Aslında bu aşktır. Alisa,Matvey’in hırsız olduğunu bilmektedir. Ama kendisini ona çeken bir şey olduğunu ve bunu engelleyemediğini söylemeliyiz.

Ve kentte bu cepçilere yani hırsızlara karşı jandarma buz patenci bir ekip kurar. Amaçları bu hırsızların kökünü kazımaktır. Alisa’nın babası da bu jandarma ekibini desteklerken komutanları ile Alisa bir davette tesadüfen karşılaşır. Alisa’nın üvey annesi jandarma yüzbaşısı ile üvey kızını evlendirmek için kendince bir plan yapar.

Filmi izlerken aslında ergenlikten çıkma dönemindeki gençlerin bir aşk filmi gibi gelmiş olsa da, film nedense kendisini bana izlettirmeyi başardı. Filmde birkaç sahnede buz patenleri üzerinde yapılmış aksiyon sahneleri bana woww dedirtti. Toplum olarak kar yağdığında yürümeyi doğru dürüst beceremeyen bir birey olarak buz pateni ile çekilen aksiyon sahneleri gerçekten sizin de ilginizi çekecektir diye düşünüyorum. Film aslında uzun. Yaklaşık 2 saat 10 dakika ama gerçekten zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz.

Film aynı zamanda bir toplumda bireyler arasındaki uçurumu da çok net ve sert bir dille gösteriyor. Zenginin lüks içinde boğulduğu, fakirin ise açlıktan neredeyse ölmek üzere olduğunu çok sert bir şekilde gösteriyor.

Filmdeki oyunculuklar hiç sırıtmıyor. Bu arada filmde arkadaşlığın önemi de farklı bir dille anlatılıyor. Oyuncuların daha önce hiçbir filmini seyretmemiş birisi olarak başka filmlerdeki performansları ile kıyaslama şansım olmadı. Ama dediğim gibi filmde sırıtan hiçbir oyuncu görmediğimi rahatlıkla söyleyebilirim.

Filmi ailenizle, sevgilinizle veya tek başına keyifle izleyebilirsiniz. Filmi beğeneceğinizi düşünüyorum. Bu filmi çok beğenmemin sebeplerinden birisi de son günlerde elektrik ve doğalgaza gelen zamlardan sonra Türk halkının açlık sınırına biraz daha yaklaştığını bu filmle özdeştirmiş olmam mümkün mü?

Sanırım mümkün. Sizlere keyifli seyirler dilerim.

Kamil Hızer / Magazinname.com

Bir yanıt yazın