Soweto’da Aşk “A Soweto Love Story” film incelemesi

Soweto’da Aşk “A Soweto Love Story” film incelemesi

Bu akşam Netflix’te bir film izleyeyim dedim. Karşıma ilk çıkan “A Soweto Love Story” yani bizdeki adıyla Soweto’da Aşk filmini açıp izlemeye başladım.

Hani elim kırılsa da açmasaydım diyeceğiniz bir film. Öncelikle film Güney Afrika yapımı bir film. Sözüm ona bu filmin senaryosunu Darrel Bristow-Bovey, Zelipa Zulu ikilisi yazmışlar ama yazmasalarmış daha iyi olurmuş.

Zaten birazdan detaylara gireceğim. Bu arada böyle bir senaryoyu görüp yönetmen koltuğuna oturup bu senaryoyu ve filmi daha da nasıl batırırız diye yönetmen koltuğuna da Rolie Nikiwe diye birisini oturtmuşlar.

Netflix ya elimizde nasılsa berbat bir senaryo var, bu senaryoyu görüp yönetecek birisini de bulduk. Hadi birde bu film için oyuncular bulalım demiş ve Luga Shabalala, Duduzile Ngcobo, Sparky Xulu gibi gibi isimleri filmin kadrosuna almışlar ve film yapmışlar.

Hadi buraya kadar her şeyi bir şekilde anlarım da Netflix gibi dünyanın en büyük dijital film platformlarından biri olan Netflix bu filme nasıl yatırım yapar veya bırakın yatırımı kendi platformunda nasıl yayınlar.

Filmimiz yaşlı bir kadının üç oğlu vardır. Hiç birisi evlenmediği için çocuklarının mürüvvetini görmek için sahibi olduğu evi ilk evlenecek olan oğluna vereceğini şayet evlenen olmazsa da evini satacağını açıklaması üzerine üç oğlunun evlilik arayışına girmesini anlatıyor.

Film ne kadar klişe. Bu konu ve benzeri konularda binlerce film yapıldığına yemin edebilirim ama ispatlayamasam da bu tarz konularda birkaç film izlediğime yemin edebilirim.

Evet filmi biraz genel olarak tanıttığımıza göre birazda filmin incelemesine geçelim.

Öncelikle senaryo ne kadar berbatsa oyunculuklar da bir o kadar berbat. Sokaktan insan toplasalar emin olun filmdeki oyunculardan daha iyi rol yaparlar. Gereksiz uzun diyaloglar, yönetmenin hiçbir şeye odaklanmadan saldım çayıra mevlam kayıra misali oyunculukların yerlerde sürünmesine aldırış etmeden bir şeyler çekmeye çalışması gözlerimi kanattı neredeyse.

Doksan dakika boyunca film hakkında tek evet ama sadece tek bir şey söyleyemeyeceğim. Boşa geçirecek zamanınız varsa bile uzaktan yakından yanından geçmeyin.

Netflix’in Türkiye’deki yetkililerine de seslenmek istiyorum. Bu tarz filmler emin olun müşteri kaybınıza neden olmaya devam edecektir. Hele hele şu ekonomik zorluklarda insanlar aylık size 200 lira gibi ciddi bir rakamı ödüyorsa o 200 liranın her kuruşunun hakkını vermelisiniz.

Bir yanıt yazın