Küresel Covid-19 salgınının etkilerini ölçmek amacıyla dünya çapında gerçekleştirilen COH-FİT çalışmasında Üsküdar Üniversitesi, Türkiye’yi temsil ediyor. Dünya Psikiyatri Birliği, Avrupa Psikofarmakoloji Enstitüsü, Avrupa Psikiyatri Birliği tarafından tüm dünyada 40’ın üzerinde ülkede yapılan çalışma, ülkemizde Prof. Dr. Nesrin Dilbaz başkanlığındaki ekip tarafından yürütülüyor. Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, halen devam eden çalışmaya şu ana kadar dünyadan 100 bin kişinin, ülkemizden ise 2 binin üzerinde kişi katıldı.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi AMATEM Koordinatörü ve Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, enfeksiyon dönemi süresince sağlık ve işlevsellik üzerine yapılan Ortak Sonuçlar Çalışmasının (COH-FIT), COVID-19 salgınından etkilenmiş ülkelerin tüm nüfuslarına yönelik, geniş çaplı uluslararası bir anket çalışması olduğunu söyledi.
Projede 40’ın üstünde ülkeden 200’ün üstünde araştırmacı yer aldığını kaydeden Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, araştırmanın dünyanın dört bir yanından herkese açık olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, “Birçok ulusal ve uluslararası resmi kuruluş tarafından onaylanan COH-FIT çalışması, COVID-19 ve ileride gerçekleşebilecek diğer salgınlara karşı tüm nüfus ve savunmasız alt gruplar için engelleme ve müdahale programlarını bilgilendirmek amacıyla değişken ve değişmez risk faktörlerini, koruyucu önlemleri belirlemeyi amaçlamıştır” dedi.
Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, “Anket soruları, demografik ve sosyoekonomik durum, fiziksel ve ruhsal sağlık, esenlik, işlevsellik, duygusal/psikolojik, davranışsal ve çevresel etkenler, sağlık hizmetine erişim, tedaviye uyum, tele-sağlık, pandemi önlemleri hakkında kişisel fikirler ve bireysel başa çıkma yöntemlerine yönelik bilgileri hedef almaktadır” dedi.
Türkiye’ye yönelik ilk aşama sonuçları
Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, çalışmanın ilk aşamasında ülkemize ilişkin ilk sonuçlarla ilgili olarak şu bilgileri verdi:
-Türkiye’den katılan 2 binin üzerinde kişi katıldı. Katılımcıların çoğu 29-46 yaş aralığındaydı. Ortalama yaşları yakın olmakla beraber kadın katılımcı sayısı (63%) erkek katılımcı sayısından (37%)daha fazlaydı.
Stres seviyelerinde artış oldu
Çalışma bu dönemin psikososyal etkilerini ölçmeyi de hedefledi. Stres, yalnızlık, öfkelilik ve fedakârlık(başkalarına yardım etmek vb.) üzerinde psikolojik etki gözlemlendi. Daha sistematik olarak katılımcıların 3’te 1’inden fazlası salgın dönemi ve son iki hafta öncesiyle ilgili stres seviyelerinde artış olduğunu bildirirken; %12’lik dilim azalma olduğunu belirtti. Stres azalış ve artışı konusunda farklı yaş ve cinsiyet grupları arasında kayda değer farka rastlanmadı.
Ergenlerde yalnızlık arttı
Yalnızlık konusunda, salgın dönemi ve son iki hafta öncesiyle alakalı olarak katılımcıların 3’te 1’i artış ve sadece çok azı (<6%) azalma olduğunu belirtti. Cinsiyetler arasında sonuçlar kayda değer bir farklılık göstermedi. Ergen grubu ise yalnızlaşma konusunda orantısız bir artış gösterdi (38%).
Öfkelilik duygusunda da artış var
Öfkelilik için salgın dönemi ve son iki hafta öncesiyle alakalı olarak katılımcıların %29’u artış ve sadece çok azı (<9%) azalma olduğunu belirtti. Katılımcıların büyük çoğunluğu (63%) ise çok az değişim olduğunu veya hiç olmadığını bildirdi. Cinsiyetler arası sonuçlar kayda değer farklılık göstermedi ancak ergen grubu öfkelilik konusunda orantısız bir artış gösterdi (34%).
Yardımsever davranışlarda artış oldu
Yardımsever davranışlar konusunda, katılımcıların yaklaşık %19’u gelişme gösterirken %50’si davranışlarında bir değişim olmadığını belirtti. Cinsiyet ve yaş gruplarının sonuçları arasında kayda değer bir farka rastlanmadı.
%44 oranında devlet memnuniyeti var
Türkiye’den katılımcıların %44’ü pandemi sürecinde devletin aldığı önlemlerden çok memnun olduğunu belirtti. Cinsiyet ve yaş gruplarının sonuçları arasında kayda değer farka rastlanmadı.
Sosyal medyada geçirilen zaman arttı
Çalışma katılımcıların medyayı başa çıkma için kullandıklarını da ortaya koydu. Katılımcıların büyük kısmı (82%) medyada geçirdikleri zamanda artış olduğunu belirtti. Cinsiyet ve yaş gruplarının sonuçları arasında kayda değer farka rastlanmadı.
En iyi başa çıkma yöntemi; bireysel temas
Araştırmaya katılan katılımcıların yarısı için en etkili başa çıkma yöntemleri ise bireysel temas veya etkileşim, egzersiz veya yürüyüş, internet kullanımı, COVID-19 hakkında bilgilenmek, anlamlı hobiler edinmek, medya kullanımı, çalışmak veya yeni bilgiler edinmek iken yaklaşık üçte birlik kısım sosyal medya/ uzaktan etkileşim, evcil hayvanlarla zaman geçirmek, din/meditasyon/spiritüellik, evden veya iş yerinde çalışmak şeklinde görüş bildirdi.
Diğer başa çıkma yöntemleri (bilgisayar oyunları oynama, fiziksel yakınlık/cinsel aktivite, reçeteli ilaç ve madde kullanımı vb.) daha az oranda belirtildi.
Erkekler egzersiz ya da yürüyüş tercih ediyor
Erkekler için en etkili başa çıkma yöntemleri egzersiz veya yürüyüş, COVID-19 ile ilgili bilgi almak ve direkt bireysel temas veya etkileşim oldu.
Kadınlar bireysel etkileşimi seçiyor
Kadınlar için en etkili başa çıkma yöntemleri direkt bireysel temas veya etkileşim, COVID-19 ile ilgili bilgi almak ve yeni bir şey öğrenmek veya çalışmak şeklinde oldu.
Erkekler için bilgisayar oyunları oynamak ve fiziksel yakınlık/cinsel aktivite kadınlara oranla daha etkili başa çıkma yöntemleri olurken; kadınlar için anlamlı bir hobi edinmek, medya kullanımı, sosyal medya/uzaktan etkileşim, evcil hayvanlarla zaman geçirmek, reçeteli ilaç kullanımı, çalışmak veya yeni bir şey öğrenmek veya evden veya iş yerinde çalışmak erkeklere oranla daha etkili başa çıkma yöntemleri olarak belirtildi.
Ergen grup, bireysel temas tercih ediyor
Ergen grup için en etkili başa çıkma yöntemlerinin direkt bireysel temas veya etkileşim, COVID-19 ile ilgili bilgi almak ve çalışmak veya yeni bir şey öğrenmek olduğu belirtildi.
Orta yaşlı grup için direkt bireysel temas veya etkileşim, COVID-19 ile ilgili bilgi almak ve egzersiz veya yürüyüş en etkili başa çıkma yöntemleri olarak belirtildi. COVID-19 ile ilgili bilgi almak ve egzersiz veya yürüyüş yapmak, yaşlılar için en etkili başa çıkma yöntemi olarak belirtildi.