Çevremdeki her şey dönüyor… Dengemi yitiriyorum, sanki düşecekmişim gibi hisse kapılıyorum… Hareket ederken görüntüleri sabitleyemiyorum… Kimi zamansa bulantı, kusma, kulak çınlaması, işitme azlığı ve gürültüden rahatsız olma gibi sorunlar da bu yakınmalarıma eşlik edebiliyor… Hastaların sıklıkla dile getirdikleri bu şikayetler, çoğumuzun ortak derdi olan ‘baş dönmesinin’ tipik yakınmalarını oluşturuyor! Toplumdaki yaygın inanışın aksine baş dönmesi bir hastalık değil; pek çok hastalığa işaret edebilen bir belirti! Acıbadem Fulya Hastanesi Kulak, Burun, Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Arzu Tatlıpınar “Başımız döndüğünde aklımıza ilk olarak ‘beyin tümörü’ geliyor. Oysa baş dönmesine pek çok hastalık yol açabiliyor. Baş dönmesinin süresi ve eşlik eden diğer şikayetler, nedeni açısından ayırt edicidir. Yaşam kalitesini düşürmesi ve ciddi hastalıklara da işaret edebilmesi nedeniyle baş dönmesinde zaman kaybetmeden hekime başvurmak çok önemli” diyor. Prof. Dr. Arzu Tatlıpınar, baş dönmesinde dikkat edilmesi gereken sinyalleri ve tedavide öne çıkan yöntemleri anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Prof. Dr. Arzu Tatlıpınar “Pek çok faktör başımızı döndürebiliyor!”
Halk arasında ‘kulak kristallerinin yer değiştirmesi’ olarak bilinen Bening paroksismal pozisyonel vertigo, baş dönmesinin en sık görülen türünü oluşturuyor. 15 saniyeden birkaç dakikaya kadar devam edebilen, hareketle tetiklenen baş dönmelerinin altında da çoğunlukla bu neden yatıyor. Acıbadem Fulya Hastanesi Kulak, Burun, Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Arzu Tatlıpınar “Kafa travması, ani hareket, öne eğilme, zıplama, yatakta sağdan sola veya soldan sağa sola dönme gibi hareketler kristallerin yer değiştirmesine bağlı gelişen baş dönmesini tetikleyebiliyor. Baş dönmesinin en sık görülen sorumlusu olan bu hastalıkta düzeltici manevralarla yüzde 90 gibi yüksek oranda başarı sağlanabiliyor. İşitme kaybı, kulak çınlaması, yüzde his kaybı, yüz felci gibi şikayetlerin eşlik ettiği baş dönmeleri ise işitme siniri, beyin, beyincik kaynaklı tümörler sonucu gelişebiliyor. İç kulaktaki sıvı artışı nedeniyle oluşan meniere hastalığı, vestibüler nörinit (denge sinir iltihabı), demir ve B vitamini eksikliği, hipertansiyon, hipotiroidi, migren, multiple skleroz, tümörler ve hatta stres gibi psikolojik etkenler de başımızı döndürebiliyor” diyor.
Prof. Dr. Arzu Tatlıpınar “Bu belirtiler varsa doktora başvurun!”
Yaşam kalitesini düşürmesi ve ciddi hastalıklara da işaret edebilmesi nedeniyle baş dönmesinde zaman kaybetmeden hekime başvurmanın çok önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Arzu Tatlıpınar, acil tedavi gerektiren şikayetleri şöyle sıralıyor:
- Baş dönmesi sorunu saniyeler sürmekle beraber tekrarlıyorsa,
- Saatlerce sürüyorsa,
- Ataklar halinde geliyorsa,
- İşitme kaybı, bulantı kusma, baş ağrısı, kulak çınlaması gibi yakınmalar eşlik ediyorsa.
Tedavi nedene göre planlanıyor!
Baş dönmesine yönelik tedavi yöntemleri altta yatan nedene göre belirleniyor. Kulak, Burun, Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Arzu Tatlıpınar, hangi sorunda, hangi tedavi yöntemlerine başvurulduğunu şöyle anlatıyor:
- Düzeltici manevralar: İç kulak kristallerinin yer değiştirmesi nedeniyle gelişen benign paroksismal pozisyonel vertigonun tedavisinde düzeltici manevralardan faydalanılıyor. Hastalar ilk manevradan yüzde 80, ikinci manevradan yüzde 90 gibi oldukça yüksek oranda yarar görüyorlar.
- D vitamini tedavisi: Baş dönmesinde dirençli olgular D vitamini eksikliğinden kaynaklanabiliyor. Bu tabloda D vitamini tedavisi uygulanıyor. Kemik erimesi görülen kişilerde tedaviye direnç daha fazla olduğu için D vitamini eksikliği varsa; somon, sardalya, morina ve ton balığı gibi balıklar, süt ve süt ürünleri, yumurta sarısı, yeşil yapraklı sebzeler, karaciğer, kuru üzüm, pekmez, kuru baklagiller ve mantar gibi D vitamininden zengin gıdaların diyette yer almaları gerekiyor. Ayrıca vücuttaki D vitamininin aktivasyonu için güneş ışığından faydalanmak da önem taşıyor.
- Stres için profesyonel yardım: Migrenöz ve ruhsal kaynaklı baş dönmelerinde stres tetikleyici bir faktör oluyor. Bu nedenle stres oluşturan faktörleri ortadan kaldırma ve stresle baş edebilme yöntemleri konusunda ihtiyaç halinde profesyonel yardım alınması gerekiyor.
- Enjeksiyonlar, ilaçlar, kulağa tüp takılması: İç kulak tansiyonu olarak ifade edilen meniere hastalarının tuz oranı düşük gıdalar tüketmeleri ve tuzu kısıtlamaları gerekiyor. Kafeinli içecekler ve alkol tüketiminden kaçınmak da önem taşıyor. Bu hastalıkta kulak içi ilaç enjeksiyonları, ağızdan ilaç tedavileri ve kulak zarına tüp takılması, iç kulaktaki endolenfatik keseye tüp yerleştirilmesi gibi operasyonlar uygulanabiliyor.
- Egzersiz programı: Vestibüler nörinit (Denge sinir iltihabı) hastalığında ilaç tedavisi ve dengeye yönelik egzersiz programı tedavide yardımcı oluyor.
- Demir ve vitamin takviyeleri: Baş dönmesinin altında demir veya vitamin eksikliği varsa; diyet, demir ve vitamin tedavileri gündeme geliyor.
- Cerrahi tedavi: İç kulak tümörlerinde tümörün büyüme hızı önem taşıyor. Tümörün yerleşim yeri, büyüklüğü ve hastanın genel durumuna bağlı olarak cerrahi tedavi veya radyo cerrahi yöntemleriyle müdahale ediliyor.
- Hipertansiyon, hipotiroidi, multiple skleroz ve migren gibi altta yatabilecek diğer hastalıkların tedavisi, ilgili branşlar tarafından düzenleniyor.