Düşünüyorum da gerilim, korku, cinayet romanlarıyla, sanırım ilk tanışmam, Agatha Christie’nin ” Nil’de Ölüm”, ” Şark Ekspresi’nde Cinayet ” ve ” On Küçük Zenci ” adlı romanlarıyla olmuştu.Şimdi nasıl hatırlamam, Kerime Nadir’in ” Dehşet Gecesi “ni…Bu arada, Osman Aysu ve Ayşe Erbulak’ın tüm romanlarını okuduğumu da söylemeden geçmemeliyim.
Kemalettin Tuğçu, Güzide Sabri, Muazzez Tahsin Berkand, Kerime Nadir, Reşat Nuri Güntekin, Esat Mahmut Karakurt, Cahit Uçuk, Etem İzzet Benice, Oğuz Özdeş romanlarıyla büyümüş biri olarak, doğrusu ya, gerilim, kan, şiddet dolu cinayet romanlarıyla ‘yakın ilgim’ olduğunu, pek iddia edemem.
Evet, Osman Aysu ve Ayşe Erbulak bana bu türü, yazdıkları o güzelim, etkileyici romanlarla sevdirmiş iki yazardır ve dahi bu nedenle ağır vebal altındadırlar.
Gelelim Karmen Gül Kocabey imzalı ” Lioness’in Günahkarı ” adlı, geçtiğimiz günlerde DKY etiketiyle raflarda yerini alan romana…
Öncelikle belirteyim, Erbulak Evi Yazarlık Eğitimi ardından, ilk romanını kaleme alan Karmen Gül Kocabey’in henüz on altı yaşında olduğunu öğrendiğimde, hayretler içinde kaldım…kurgusu, diliyle usta bir yazarın elinden çıkmış olduğu belli olan, böylesi başarılı bir esere imza atmak, hiç de kolay değildi.Kendisini edebiyatımıza katkı niteliğindeki bu çalışması nedeniyle kutluyorum…yazarlık yeteneği karşısında saygıyla eğiliyorum.
Aslında herşey, 31 Ekim 1974 gecesi başlamıştı.Daniel ve Madison annelerinin hunharca öldürülmesine tanık olmuşlardı.Bu travmadan sıyrılmak, elbette kolay değildi iki küçük çocuk için.
Aradan on yıl geçmiş, Lioness yeniden, faili meçhul cinayet haberleriyle gündeme gelmişti.Azılı bir cani lise çağındaki öğrencileri hedeflemiş gibiydi.Ve ne tuhaf ki, kuşkular giderek Madison’da odaklanıyordu…işin içinde ters giden, çözülemeyen birşeyler vardı.
Lucas, Chloe, Pearl, Lilian, Tommy’in ölümleri hangi günahların bedeliydi ? Hangi günahlardan arınmak içindi ? Peki, o kağıt parçasında Daniel ‘in adı neden yuvarlak içine alınmıştı ? Lioness hangi günahlar nedeniyle kirlenmişti ? Ya Madison ve Daniel geçmişlerini geride bırakıp, geleceğe doğru yürüyebilecekler miydi ? Seri katil kimdi, bu korkunç cinayetleri neden işliyor, kurbanlarını neye göre seçiyordu ?
” Lioness’in Günahkarı ” nı okurken, bir an salonda ayak sesleri duyar gibi oldum.Evin bütün ışıklarını yaktım.Daire kapısını kilitledim.Gülmeyin hiç…kitabı okurken aynı şeyleri yapacağınızdan, eminim.
Şimdi, tam da bu satırları yazarken, balkonda tıkırtılar çoğalıyor.Sakın o katil balkon penceresini zorluyor olmasın ?