Birçok çiftin hayali olan anne baba olma isteği, bazen kısırlık (infertilite) nedeniyle gerçekleşemiyor. Her 9 çiftten birinde görülen kısırlığın yüzde 50’si erkeklerde görülen sorunlardan kaynaklanıyor. Sperm kalitesizliği ya da sperm yokluğu sebebiyle baba olma ihtimalleri çok düşük olan erkeklerin şansı Mikro TESE yöntemi ile artıyor. Bu sorunu yaşayan erkeklerin testislerinin açılıp oradan alınan dokularda sperm aranmasını sağlayan Mikro TESE işlemi, daha yüksek oranda ve daha iyi kalitede sperm elde edilmesine olanak veriyor. Memorial Ankara Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Op. Dr. Emrah Yakut, Mikro TESE yöntemi hakkında bilgi verdi.
Evli çiftlerin yüzde 25’i ilk yıl bebek sahibi olamıyor
Cinsel yönden aktif ve korunma uygulamayan çiftlerin bir yıl içerisinde doğal yollarla gebelik elde edememesi durumuna infertilite (kısırlık) denilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre evli çiftlerin ilk bir yılda yüzde 25’i gebelik elde edemezken, yüzde 15’i tedavi arayışına girmekte, yüzde 5’i ise yapılan tedavilere rağmen çocuk sahibi olamamaktadır.
Sperm kalitesizliği ya da yokluğu en önemli sebep
Her 9 çiftten birinde görülen bir durum olan kısırlığın yüzde 50’si erkek kaynaklı sorunlardan ileri gelmektedir. Erkek kısırlığına yol açan sperm kalitesizliği ya da sperm yokluğunun başlıca sebeplerini varikosel, hormonal nedenler, genetik nedenler, genel ve sistemik hastalıklar, inmemiş testis, sperm kanalında tıkanıklıklar, enfeksiyon hastalıkları, kemoterapi ve radyoterapi, ilaç kullanımı ve üreme yollarında meydana gelen hastalıklar oluşturmaktadır.
Azospermi sorununa Mikro TESE ile çözüm
Kısırlık nedenlerinin düzeltilemediği ve doğal yollarla gebelik sağlanamadığı durumlarda çiftler aşılama ve tüp bebek gibi yardımcı üreme tekniklerine yönlendirilmektedir. İnfertilite sorunu yaşayan ve menisinde sperm bulunmayan ya da ileri derecede sperm üretim bozukluğuna bağlı azospermi durumu olan erkeklerde çözüm için uygulanan yöntemlerden bir tanesi de “Mikro TESE” dir.
Testisten alınan dokularda sperm aranır
Mikro TESE işlemi genel anestezi altında hasta tamamen uyutularak yapılmaktadır. İşlem skrotumun yani testis torbasının orta hattında, 3-4 cm’lik kesi açılması ve testis içerisinde tübül denilen ince kanalların yüksek güçte çalışan bir mikroskop altında incelenmesi yoluyla gerçekleştirilmektedir. Normal veya genişlemiş tübüller toplanarak doku örnekleri alınır ve bu dokular laboratuvar ortamında parçalanarak içlerinde sperm hücresi olup olmadığına bakılır. Yapılan incelemede canlı sperm hücresinin bulunması durumunda, eğer anneden alınan yumurtalar hazırsa aynı gün tüp bebek işlemi için kullanılır ya da ileride yapılacak tüp bebek tedavisinde kullanılmak üzere dondurularak saklanır. Sperm hücrelerinin tek tek bulunması ve toplanması uzmanlık gerektiren oldukça hassas bir işlem olmaktadır.
Dokular zarar görmüyor
Mikro TESE yönteminde klasik TESE işlemine göre çok daha az doku örneği alındığı için testis dokusunun zarar görme ihtimali daha düşük olmaktadır. Sperm yapımının olduğu tübüllerin mikroskop büyütmesi ile incelenmesi sperm bulma ihtimalini arttırmakta, daha yüksek oranda ve daha iyi kalitede sperm elde edilmesine imkan sağlamaktadır.
Mikro TESE yöntemi ile testislerden sperm elde etme oranı yüzde 40-60 arasında olurken; ilkinde başarısız olan ve ikinci kez yapılan Mikro TESE uygulamalarında sperm bulma oranı yüzde 20-30’lara düşmektedir. Mikro TESE işlemi sonrasında testislerde sperm bulunmazsa alınan dokulara mutlaka patolojik inceleme yapılması gerekmektedir. Bu inceleme hastanın bundan sonra izleyeceği süreç konusunda yol gösterici olmaktadır.
Sperm bulunamayan kişiler için ROSI yöntemi
Yine son yıllarda TESE ile sperm elde edilemeyen olgulara ROSI yöntemi alternatif bir tedavi yaklaşımı olarak sunulmaktadır. ROSI tekniğinde (Round Spermatid Enjeksiyonu) normalde döllenme sağlamak için gerekli kapasiteye sahip olmayan öncül sperm hücreleri (round spermatid) birtakım süreçlerden geçirilerek yardımcı üreme tekniklerinde kullanılabilmektedir. Henüz çok yeni olan bu teknik, hiçbir şekilde çocuk sahibi olmayan çiftler için alternatif tedavi olarak görülmektedir.