Çocukların eğitim hayatını etkileyen birçok etmen bulunuyor. Bunlardan ilki ve en önemlisi aile hayatı… Ailede alınan eğitim çocuğun akademik hayatını etkilerken, çocuklar evde öğrendiklerini okul hayatına yansıtıyor. Aile eğitim programlarında amacın ebeveynlerin becerilerini geliştirmeleri ve olumlu çocuk iletişim becerilerini öğrenmeleri olduğunu anlatan DoktorTakvimi.com uzmanlarından Uzman Psikolog Gözem Kıray Kaş, bu tarz eğitimlere katılan ebeveynlerin çocuklarının özgüvenlerinin ve akademik başarılarının arttığına dikkat çekiyor. Psikolog Gözem Kıray Kaş, eğitim programlarına katılan ebeveynlerin çocuklarıyla kurdukları iletişim becerileri ile çocuğun akademik anlamda neler yaşadığını daha iyi anlayabildiğini ve yaşanılan sorunları fark edip çözebildiğini belirtiyor.
Eğitime katkı sağlayan etmenlerden ikincisi babaların çocuklar üzerindeki etkisi… Geçmiş dönemde babalar sadece evin geçimini sağlayan konumda iken, günümüzde yapılan araştırmalarla babaların çocukların akademik başarılarına ne kadar çok katkısının olduğu gözler önüne seriyor. Yapılan araştırmalar babası beslenmesiyle ilgilenen, onunla oynayan ve eğlenceli vakit geçiren bebeklerin bilişsel ve dil gelişimlerinin, ilgilenilmeyen bebeklere göre daha iyi olduğunu ve daha yüksek EQ puanı aldıklarını ortaya koyuyor. Benzer bir araştırmaya değinen Uzm. Psk. Gözem Kıray Kaş, araştırma sonuçlarına göre babasının ilgilendiği okul öncesi çocuklarının, babası ilgilenmeyenlere göre okula hazır bulunuşluklarının daha iyi olduğunu, daha sabırlı ve okuldan kaynaklanan stres ve sıkıntılarla baş edebilmede de daha rahat olduklarını belirtiyor.
Medya bağımlılığı ile mücadele şart
Medya bağımlılığın azaltılması da çocukların akademik başarısını olumlu yönde etkiliyor. Günümüzde çocuklar, sanal dünya ve video oyunlarıyla çok erken yaşta tanışıyor. Fazla enerji harcamadan kazanma tatmini, sanal ortamdan sosyalleşme ihtiyacının karşılanması gibi bazı sonuçlar, çocukların sanal dünyaya bağımlılığını destekliyor. Hayatı mücadelesiz kazanma, kolay yoldan sonuca varma ve çocukların kaybettiği durumlarda yenilmişlik duygusu ile baş etmeme durumunun gerçek hayatta olmadığını söyleyen DoktorTakvimi.com uzmanlarından Psk. Gözem Kıray Kaş, bu anlamda çocuklara mücadele sonucunda kazanmanın daha fazla mutluluk getireceğini, sanal ortamda kurulan arkadaşlık yerine gerçek hayatta bireysel değer görmenin önemini öğretmek gerektiğini ifade ediyor.
Öğretmeniyle olumlu bağ kuran çocuk başarılı oluyor
Uzman Psikolog Gözem Kıray Kaş, eğitime katkı sağlayan etmenlerden dördüncüsünün çocuklara kendi değerlerini kazanma bilinci vermek olduğunu, bunun da bireyin özgüvenini arttıracağını hatırlatıyor. Özgüveni olan bireyin kendini akademik başarı için motive edeceğini belirten Uzman Psikolog Gözem Kıray Kaş, “Eğitim hayatının pozitif ilerlemesi için motivasyon bir gerekliliktir” diyor. Çocuğun öğretmeniyle kurduğu bağın önemine de dikkat çeken Uzm. Psk. Gözem Kıray Kaş, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Başarı odaklı bir öğretmen ile çocuğun tanışması yaptığı çalışmaların ve çabalarının önemini görmemesini sağlar. Bazı öğretmenler öğrenmenin önemi üzerinde durdukları için, öğrenciler süreç içerisinde neler yaptıklarına, yani öğrenmelerine odaklanırlar. Öğretmenler çocukların öğrenme stilleri üzerinde dururlarsa daha kalıcı öğrenme ile öğrenciler akademik başarı yönünde motive olacaktır.”
Başarısız olmayı hiçbir çocuk istemez
Çocuklara neden sonuç ilişkisini öğretmek de eğitime pozitif bir katkı sağlıyor. DoktorTakvimi.com uzmanlarından Uzm. Psk. Gözem Kıray Kaş, bu katkıyı şöyle açıklıyor: “İlk olarak bebekken eşyaları atar ve ses çıktığını öğrenirler. Yaşları daha büyüdükçe kararlar alıp sonuçlarını görürler. Bazı aileler korumacı olduklarında bu neden sonuç ilişkisini çocuklarının görmesine engel olur. Ancak fırsat verildiğinde muhakeme becerisi gelişen çocuklar eğitim hayatında da kararlar alır, bunların sonuçlarında yeni stratejiler belirlerler. Başarısız olmayı hiçbir çocuk istemez. Eğer muhakeme becerisi yüksek olan bir çocuk başarısızlık yaşarsa eğitim hayatı için yeni stratejiler belirleyecektir. Burada anne ve babaların görevi çocuklarına destek olmaktır. Çünkü onların yerine karar vermek aslında çocuklara katkı sağlamaz.”