Nuh Tepesi filmi incelemesi

Nuh Tepesi filmi aslında bir Türkiye gerçeğini de anlatıyor...

Nuh Tepesi filmi incelemesi

Yönetmenliğini Cenk Ertürk’ün yaptığı başlıca rollerini Haluk Bilginer, Ali Atay ve Mehmet Özgür gibi isimlerin paylaştığı Nuh Tepesi dünya prömiyerini Tribeca Film Festivali’nde yapmıştı.

Nuh Tepesi filmi senaryo ve oyuncu kadrosuyla ön plana çıkıyor

Özellikle senaryosu ve oyuncu kadrosuyla ön plana çıkan Nuh Tepesi Adana Film Festivali’nde, En İyi Film ve En İyi Yönetmen dahil olmak üzere birçok ödül kazanmıştı.

Pandemi dönemine denk gelmesinden dolayı ülkemizde sinemalarda vizyona girmeyen Nuh Tepesi, Netflix tarafından sinemaseverlerle buluşturulmuştu.

Nuh Tepesi filmi aslında bir Türkiye gerçeğini de anlatıyor

Nuh Tepesi aslında bizim insanımızı ve hemen hemen her yerde yaşadığımız bir takım olayları işliyor. Yurdumuzun birçok yerinde ağaçlara çaputlar bağlanarak dilekler tutulur. Türbelere gidilir adaklar adanır, mumlar yakılır. Ve o bölgelerde gerçekten bir ticaret yaşanır. Emin olun bir ağaca birkaç yıl boyunca birkaç kişi çaput bağlasın ileriki yıllarda o ağaç çaputtan geçilmez. Ziyarete gelen gidenin haddi hesabı olmaz.

Nuh Tepesi filminin konusu

Evet işte Nuh Tepesi filminin ana temalarından birisi de o malum ağaçlar. İbrahim “Haluk Bilginer” yıllar önce ayrıldığı köyüne hastalığının son evresinde geri döner ve orada kendisinin diktiği ağacın altına gömülmek istediğini açıklar. İbrahim’i köyüne oğlu Ömer “Ali Atay” getirir. Aslında aralarında yıllardır bir kopukluk ve kuşak çatışması vardır. Ömer eşi ile sorunlar yaşayan ve boşanma aşamasında olan birisidir.

Baba ve oğul köylerine gelirler. İbrahim’in gömülmek istediği kendisine ait olan arazisindeki o ağacın yanına gittiklerinde ağaçta yüzlerce çaput ve ağacı ziyarete gelen yüzlerce insan görürler. İbrahim ve Ömer daha sonra köylüler tarafından o ağacın köylüler tarafından büyük tufan sonrasında Nuh A.S. tarafından dikildiğine inanmışlar ve o ağaç onlar için kutsal bir şeydir. Tabi o ağacın yakınında iş yerleri olan köyün ileri gelenleri ve gelen turistlere ürünlerini satan köylüler için de ciddi bir gelir kaynağıdır.

İbrahim’in o ağacın altına gömülmemesi için türlü entrikalar yapılmaya başlanınca İbrahim oğlu Ömer’den yardım ister. Köyün muhtarından başlayan engeller ilçe belediyeye ve hatta tapuya kadar yansır. İbrahim’in arazisinde olan ağacın aslında sınırda olduğu iddia edilir ve tapu kayıtları ortadan kaldırılır.

Artık Ömer babasının hem son arzusunu yerine getirmek için hem de bu insanlarla mücadele etmek için harekete geçer.

Evet film dediğim gibi yurdumuzun birçok yerinde yaşanan bir gerçeği anlatıyor. İnsanımızın bir ağaca çaput bağlayarak dileğinin gerçekleşmesini ummak gibi. Filmde modern bir imam olan köyün imamı filmin aslında gizli mesajlarını izleyenlere veriyor. Tabi bunu anlamak için bazı diyalogları kaçırmamak lazım.

Sağlam kadro ile sağlam bir film ortaya çıkmış

Oyunculuklar mükemmel, konu çok güzel işlenmiş. Tüm bunlar bir araya gelince tadından yenmeyen bir film ortaya çıkmış. Film için eleştirmenlerin ne yazdığını pek umursamayan biri olarak bana göre bu film bir Türkiye gerçeğidir. Zaten filmin aldığı ödüller de filmin kalitesini ortaya çıkarıyor. Filmin nasıl başladığını ve nasıl bittiğini anlamıyorsunuz dahi. Yönetmen Cenk Ertürk filmi bana göre güçlü bir sinema duygusuyla çekmiş.

Kamil Hızer / Magazinname.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir