Korku Sokağı 1.Kısım (Fear Street Part 1: 1994) film konusu ve eleştirisi

Netflix neden uzun zamandır korku filmi yayınlamıyor sorusuna en güzel cevap ancak bu film olabilir!

Korku Sokağı 1.Kısım (Fear Street Part 1: 1994) film konusu ve eleştirisi

Senaryosunu Phil Graziasei, Leigh Janiak ve R.L. Stine üçlüsünün yazdığı, yönetmenliğini Leigh Janiak’ın üstlendiği Korku Sokağı 1.Kısım (Fear Street Part 1: 1994) Netflix ekranlarından seyircisiyle buluştu.

Filmin başlıca rollerini Gillian Jacobs, Fred Hechinger, Olivia Welch, Sadie Sink, Ashley Zukermen ve Benjamin Flores Jr. Gibi isimler üstlenmişler.

Korku Sokağı 1.Kısım (Fear Street Part 1: 1994) filminin konusu

80’li yılların başarılı yazarlarından R.L. Stine’ın romanından esinlenerek yapılan filmde Shadyside adlı kasabada bir AVM’de başlayan cinayet serileri, kasabadaki şeytani bir tehdidi anlatıyor. Olaylar lise öğrencileri arasında geçiyor.

Korku Sokağı 1.Kısım (Fear Street Part 1: 1994) film eleştirisi

Netflix uzun zamandır korku filmlerine pek yer vermiyordu. Ama ne hikmetse “Korku Sokağı” film serisi için çok ciddi reklam ve tanıtımlar yapmıştı.

Bu filmi izleyince iyi ki Netflix bu tarz filmler yapmıyormuş dedim. Film desem film değil, oyunculuk desem oyunculuk yok. Filmin neresinden tutarsanız elinizde kalacak cinsten bir film. Geçmiş yıllarda bu tarz filmlere örnek olacak 13. Cuma ve Scream gibi serileri seyretmiş biri olarak bu film çok yavan geldi. Hatta yavan kelimesi dahi hafif kalır.

Boşu boşuna harcanmış koskoca bir 107 dakika. Film eleştirisini yazmayacak olsam sanırım ilk 30 dakika dolmadan çoktan filmi kapatmış olurdum. Daha yeni ergenliğe adım atmış bir velet bilgisayardan geçmiş yüzyıllara uzanacak bir araştırma yapıyor. Olayların eskiye dayandığını ispatlıyor. Cinayetler işleniyor kasabada bir teyakkuz dahi yok.

Netflix her zaman ki gibi eşcinselliği yine gözümüze sokuyor

Filmin ana karakterlerinden birisi lezbiyen bir karakter. Ve uzun zamandır arzuladığı bir arkadaşını lezbiyen olmamasına rağmen katillerden saklanırken sevişiyorlar. Burada bir an koptum. Koyun can derdinde bunlar ne derdinde. Bu arada lezbiyen ilişkinin yaşandığı yer bir okulun kadınlar tuvaleti. Erkekler tuvaletinde ise daha ergenliğe adım attığı bile şüpheli o bilgisayarda olayların geçmiş yıllara dayandığını çözen velet, kendisinden yaşça büyük birisi ile ilk cinsel deneyimini yaşıyor.

İnsan katilinden kaçarken veya ölüm korkusu ile saklandığı bir yerde sevişir mi? Hadi öpüşür buna bir nebze olsun eyvallah derim. Zaten katilinden kaçıyorsun , en ufak tıkırtı bile ölümüne neden olacak. Nasıl bir kafa ve şehvet duygusu. Zaten o sahnelerde kahkaha attım.

Eleştirisini bile yazarken neredeyse zulüm yaşıyorum. Bir de bunu izlerken neler yaşadığımı düşünün. Siz, siz olun bu filmi izleme hatasına sakın ama sakın düşmeyin!

Kamil Hızer / Magazinname.com

Bir yanıt yazın