Identiy “Kimlik” film incelemesi

Identiy “Kimlik” film incelemesi

Film, fırtınalı bir gecede bir motelde kesişen 10 farklı insanın yaşadıkları korku ve gerilimi ele alıyor. Bu kişiler arasında bir limuzin şoförü, bir hayat kadını, bir mahkûm ve onu nakleden bir polis, bir televizyon yıldızı, bir çift ve üç kişilik bir aile bulunmaktadır. Ancak gecenin ilerleyen saatlerinde sıra sıra cinayetler işlenmeye başlar ve araçlarındaki ölü bedenlere ulaşılamaması olayı daha da karmaşık hale getirir. Tüm bu kafa karışıklığının ortasında ise ilginç bir detay vardır: Tüm karakterlerin doğum tarihleri aynıdır. Bu durum, gizemli olayların arkasındaki gerçeği aramak için daha da fazla soru işareti yaratır.

Filmin şaşırtıcı kısmı, ilerleyen sahnelerde motel sahibiyle birlikte 11 kişinin tek bir bedende toplandığı ve dissosiyatif kimlik bozukluğuna sahip Malcolm Rivers adlı bir hastanın kişilikleri olduğunun anlaşılmasıdır.

Disosiyatif kimlik bozukluğu, yaygın olarak çoklu kişilik bozukluğu olarak bilinir. Bu bozuklukta, bir kişi birden fazla kişiliğe sahiptir ve bu kişiliklerin her biri farklı bir yaş, cinsiyet ve özelliklere sahip olabilir. Genellikle çocuklukta yaşanan travmatik deneyimlerden kaynaklanan bu bozukluk, kişinin sahip olduğu alternatif kişiliklerin de bu travmalara dair izler taşımasına neden olabilir. Bu izler, kişinin masum, kötü veya yaralı yanları gibi farklı özellikleri yansıtabilir.Asıl gerçek ve final sahnede, Malcolm Rivers’ın altı kişiyi öldürerek suç işlediği ortaya çıkar. Bu nedenle idam cezasına çarptırılmıştır. Ancak Dr. Mallick, Rivers’ın cinayetleri işleme nedeninin hastalığı olduğunu kanıtlamak istemektedir. Bu yüzden idam cezasının infazı öncesinde bir kez daha yargıç çağrılmış ve yeni bir duruşma düzenlenmiştir.

Duruşmada avukatlar ve doktorlar da hazır bulunmaktadır. Tekerlekli sandalyeye bağlanmış olan Malcolm Rivers, masada oturan diğer kişilerle birlikte görülür. Bu noktada, motel odası adında bir yerin olmadığı ve orada bulunan 11 kişinin tamamının aslında Malcolm olduğu ortaya çıkar. Ancak cinayeti işleyen kişinin hangisi olduğu belirsizdir.

Dr. Mallick’e göre, cinayeti limuzin şoförü Ed’in işlediği düşünülmektedir. Bu durum, final sahnesinde izleyiciye büyük bir sürpriz olarak sunulur.

Filmin sonunda katilin bir çocuk olabileceği düşüncesi zihinlerde dolaşır, ancak kesin bir sonuca varılamaz. Film boyunca çeşitli teoriler üretilebilir ve seyircinin kafası birkaç kez karışabilir. Ancak tek kesin olan şey, motel odasının tamamen Malcolm’un zihninde gerçekleştiğidir.

Motel odasının anlamı incelendiğinde, Malcolm’un çocukluğuna bakıldığında annesinin onu sık sık motel odalarında terk ettiği ve gittiği görülür. Annesi bir hayat kadını olduğu için, Malcolm’un çocukluğu ihmal ve istismarla doludur.

Katilin bir çocuk olması, ihmal edilmiş bir çocuğun öfkesinin bir tür dışa vurumu olarak düşünülebilir. Son sahnede, Paris’in öldürülmesinin annesiyle ilişkilendirilerek yaratılmış “hayat kadını alter kişiliği” olduğu öne sürülebilir. Doktorun öldürülmesiyle birlikte, bu durumu açıklayacak birinin olmaması ve ihmal edilmiş bir çocuğun kendi kendine yeni kişilikler oluşturma çabası görülebilir. Çocuklukta yaşanan travmaya bağlı olarak, Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu olan kişiler yetişkinlikte zorluk yaşayabilir ve farklı kişilikler geliştirerek eksikliklerini gidermeye çalışabilirler.

Kamil Hızer / Magazinname.com

Instagram: @kamilhizer

Bir yanıt yazın