Deniz Salman’ın Deniz Salman ile imtihanı

Usta tiyatrocu ve oyuncu ilk köşe yazısında kendisi ile cebelleşti...

Teklif mi bana geldi, ben mi teklife gittim bilmiyorum. İlk yazımı yazmaya başladım neticede. Ve dedim ki; ilk röportajını kendinle yap, kimse yapmıyor bari fırsatı böyle kullan. Bunu yapacağım, ama sanmayın ki kendime torpil geçeceğim. Gerçekten çok zor sorular seçtim kendime sormak için. Bu sınavı verirsem bunca sene boşuna uğranılmamış ve boşa geçmemiş demek olacak. Ha bir şeyi söylemeden edemeyeceğim; geveze ve tez canlı bir adamım, yazı içinde kendimi defalarca uyarmam gerekebilir, şimdiden okurlarımdan af diliyorum. Neyse ilk uyarımızı yapalım benliğimize ve röportajımıza geçelim.
Bu yazımızın ünlü kişisi bir oyuncu, bir seslendirme sanatçısı Deniz Salman. O’nu oynadığı televizyon dizilerinden, filmlerden, reklam filmlerinden; sesini de konuştuğu binlerce işten, özellikle çizgi filmlerden gayet iyi hatırlayacaksınız. Sesini burada duyamazsınız ama ismini internette arattığınızda, konuştuğu birçok şeyi izleyebilirsiniz. Bana kötü kötü bakıyor hep ben anlatıyorum diye. Sustum sustum. Yani susmadım, ben susarsam soruları kim soracak.
DENİZ SALMAN:
DENİZ SALMAN: Teşekkür ederim Deniz’ciğim öyle güzel bir girizgâh yaptın ki, bunu üstüne bina kurmak çok kolay olacak. Seninle kırk altı yıllık yol arkadaşlığı yapmış olmak bana yaşadığım her an daha fazla mutluluk veriyor.
DENİZ SALMAN: Sorumu soramadan kamçıyı elimden aldın. Ama buna izin veremem. Şimdi ilk sorumu soruyorum…
DENİZ SALMAN: Sorarsın benim güzel dostum acelen ne? Ben başlayım sen yetişirsin. Bugün yirmi yedi mart Dünya Tiyatrolar Günü. Bütün varlığımızla bağlandığımızı sandığımız; sandığımız diyorum çünkü, ne yapsak bize kattığını ödeyemeyeceğimiz tiyatro sanatına insanların dikkatini çekmek için bahşettiğimiz gün. Ne haddimize ise…
DENİZ SALMAN: Ya Hu dur… Hemen mesajlar vermeye başlama. Sen şimdi politik laflar da edersin…
DENİZ SALMAN: Yok dostum merak etme; tiyatronun politik bir şey olduğundan falan dem vurmayacağım asla. Oysa her ama her şey gibi tiyatro da politiktir. İlk çıktığı günden bu yana tiyatro politik bir araç olmuştur.
DENİZ SALMAN: Röportajımıza burada son verirken…
DENİZ SALMAN: Dur ya Hu. Ne son vermesi? Daha yeni başladık. İşte kendimi anlatmaya başlıyorum. Demek ki bunu için yıllardır benimle röportaj yapmıyorlar. İpin ucunu tutamıyorum diye. Bu da herhalde politik bir durum değil.
DENNİZ SALMAN: Size iyi günler…
DENİZ SALMAN: Ya Hu tamam tamam. Ben deniz salman efendim. Tam kırk altı yıldır bu dünya da yer işgal eden biriyim. Yer dediysem öyle atla deve değil. Her daim kara kuru, incecik, korkak bir çocuk ve adam olduğum için kaile alınmaz bir yer. Anadolu’da susuz bir köyde dünyaya gelmişim.
DENİZ SALMAN: Ya Hu susuz diyerek yine bir yerlere bulaşıyorsun değil mi?
DENİZ SALMAN: Yok yok sadece durum tespiti meraklanma. Neyse doktor, mühendis, avukat vb. gibi ciddiye alınacağım bir sürü iş düşünmüşüm çocukluğumda, ama gel gör ki sonunda hiç kimse tarafından ciddiye alınmayacağım oyunculuk sanatında karar kıldım. Bu arada en sinirlendiğim şeylerden biri insanların size deli gibi gülüp, hayranca alkışladıktan sonra “ TİYATORACI” deyip ciddiye almaması. Hatta bir rivayete göre bir zamanlar şahitliğimizi bile kabul etmezlermiş.
DENİZ SALMAN: Hata sende değil, seni ciddiye alıp röportaj yapanda…
DENİZ SALMAN: Ne dedim ki şimdi. Tamam tamam merak etme kimseye sataşmayacağım. Bakırköy Halkevi’nde tanıştım ilk tiyatro ile. Yıllardan bir yıl. Günlerden bir gün. Hani hiç beklemediğiniz bir yerde, hiç beklemediğiniz bir şekilde, hiç beklemediğiniz biri birdenbire karşınıza çıkar ve hayatınız değiştirir ya işte aynı öyle başladı benim tiyatro yolculuğum. Vefasız ben şimdi o insan kimdi onu bile hatırlamıyorum.
DENİZ SALMAN: Vefasızlık değil o yaşlılığındandır…
DENİZ SALMAN: Yaşlılığımı araya kattın mutlu oldun mu? Ayrıca asla yaşlı değilim tamam mı? Neyse bunu tartışmayacağım seninle kendimi biliyorum. Derken yıllar yılları kovaladı. Konservatuar sınavlarına girmeye başladım, ama durum şu ki hiçbir okula giremedim. İtiraf ediyorum bu ülkenin en çok sınav deneyen insanlarından biriyim. Vazgeçmedim… Müjdat Gezen Sanat Merkezi’ni kazandım nihayet. Ve bir şey söyleyeyim mi çok ama çok mutluyum bunu yaşadığım için.
Deniz salman: tabii ben en büyük hatayı senin ne kadar geveze olduğunu unutarak yaptım. Bu röportaj bitmez. En iiyisi biz buna bir sonraki yazzımızda devam edelim. Efendim bu haftalık bu kadar. Haftaya kaldığımız yerden devam ede ceğiz…
DENİZ SALMAN: Sen bu röportaja asla devam etmezsin lütfen ya bitirelim bari. Tek röportajımda yarım kalmasın bari. Lütfen, lütfen. Ağzımı tutmana gerek yok. çeksene elini ya. Ama, ama, ama. Abısılında bfen sfna. Bıraksana ya ağzımı…

Bir yanıt yazın