1883 yılı sonlarında İstanbul’da doğan Celile Hanım’ın babası dilci ve eğitimci Hasan Enver Paşa; annesi ise Alman kökenli Osmanlı generali Mehmet Ali Paşa’nın kızı olan Leyla Hanım’dır. Gençlik çağlarını Paris’te geçirmiş ve birkaç yabancı dile aşina olan babası Enver Paşa tarafından eğitilmiş ve yabancı mürebbiyeler tarafından büyütülmüştür. Enver Paşa’nın, bir zamanlar Sultan Abdülhamit’in yaveri olması nedeniyle son Saray Ressamlarından Zonaro ile yakın dostluğu vardı ve bu vesile ile Celile Hanım padişahın ressamından özel ders alma fırsatı bulmuştur.
Türk Resminin en önemli ilk kadın ressamlarından olan Celile Hanım daha çok nü ve portre çalışmış, pastel renklerin hâkim olduğu resimler yapmıştır. 1900 yılında Şair Nazım Paşa’nın oğlu Hikmet Bey ile evlenen Celile Hanım artık resimlerinin altına Celile Hikmet olarak imza atmaya başlamıştır.
Peçe takmayan, resim yapan, sosyal yaşamın içinde yer alan ve özgür ruhlu bir kadın olan Celile Hikmet’in, ileride Türk şiirinin önemli isimlerinden biri olacak, ilk çocuğu Nazım 1901’de dünyaya gelmiştir. Hikmet Bey ile evlilikleri 17 sene sürmüş ve 3 çocukları olmuştur. Eşi Hikmet Bey ile ayrılmak üzereyken tanıştığı ünlü şair Yahya Kemal ile büyük bir aşk yaşamış; ancak bu ilişki istediği gibi evlilikle sonuçlanmamıştır. Yahya Kemal, Celile Hanım ile yaşadığı aşka birçok şiirinde yer vermiş ancak Celile Hanım Yahya Kemal ile ayrılıklarının üzüntüsü doğrultusunda İstanbul’dan ayrılıp Paris’e gitmiş ve orada resimle ilgilenmiştir.
Uzun seneler Paris ve Roma’da resim çalışmalarına devam eden Celile Hanım, hamamları ve çingeneleri konu alan resimler üretmiştir. İstanbul’a döndükten sonra karma sergilere katılan ve kişisel sergiler açan Celile Hanım, dönemin en aktif ressamları arasında yer almıştır. Oğlu Nazım Hikmeti yargılanması ve 28 sene ceza alması üzerine 1950’de hapishanede açlık grevi ilan edince, Celile Hanım Galata Köprüsü’nde imza toplamaya başlamıştır. Son yıllarında gözlerini kaybeden sanatçı, 1956’da Ankara’da yaşamını yitirmiştir.