Netflix platformunda yayınlanan senaryosu Geaziano Diana tarafından yazılan ve yönetmenliğini Marco Tullio Giordana tarafından yapılan Yara adlı film izleyicisiyle buluştu.
Gerçek bir hikayeden esinlenerek yapılan bu İtalyan yapımı filmde İsabella Ragonese, Alessio Boni, Thomas Trabacchi, Roberto Zibetti ve Donatella Bartoli gibi oyuncular başrolleri paylaşmışlar.
Film 2011 yılında henüz 13 yaşında iken kaybolan Yara adlı genç bir kızın hikayesine odaklanmış. Kayboluş sürecinden ölü olarak bulunmasına ve katilinin yakalanmasına kadar olan süreci anlatıyor.
Film bu olayı aslında bir nevi takıntı haline getiren bir savcının gözü ile anlatılmış. Ama bu kadın savcımız bu kızın cinayetini bulmak için adeta kendisini adamış. Yaklaşık 90 dakikalık film bana göre bu savcının gözünden anlatılmış.
İtalyan sinemasına hiç hakim olmamama rağmen bana göre bu film için ilk izlenim film olarak mı çekmek istemişler yoksa bir belgesel gibi mi çözemedim. Filmin tamamı ikili diyaloglar üzerine kurulmuş. Ama belgesel olarak da çekilmiş olsa ancak bu kadar ikili diyaloglar olurdu.
Film rutin başlayıp aynı rutinlikle devam edip aynı şekilde bitiyor. Oyunculuklar neredeyse sıfıra yakın. Filmde tansiyonu arttıracak tek sahne yok. Bu senaryo başka bir yönetmenin elinde olsaydı amiyane tabirle bu filmi öttürürdü. Bugün herkes bu filmi birisine tavsiye ederdi. Yazıma başlamadan önce film sitelerine şöyle bir göz attım. Filmi izleyenler ne düşünüyor veya neler yazmışlar diye. Gördüklerim ve okuduklarımla neredeyse aşağı yukarı herkesin ortak bir fikri bu film harcanmış.
Gerçek hikayelerden esinlenerek yapılan filmleri izlerim hatta üstüne benim ömrümde boşa harcanacak bir 90 dakika var diyorsanız buyurun “Benim Adım Yara” adlı filmi izleyin. Yok aman benim için bir filme ayıracak zamanım değerli diyorsanız bu filmden uzak durun. Hatta ben sizi bu filmden biraz uzak tutmak için filmde değil de gerçek hayatta can alıcı detaylarını yazmadım ki gaza gelip bu filmi izlemenize çanak tutmamak adına….
Kamil Hızer / Magazinname.com