The Dissident film incelemesi

The Dissident film incelemesi

Bugün sizlere incelemesini sunacağım film aslında ülkemizde de uzun süre konuşulan bir konuyu anlatıyor.

The Dissident, 2020 yılında vizyona giren ve Bryan Fogel tarafından yönetilen bir belgesel filmdir. Film, 2018 yılında Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın hikayesini anlatıyor.

Film, Ekim 2018’de İstanbul, Türkiye’deki Suudi Konsolosluğu’nda öldürülen, Suudi hükümetinin önde gelen eleştirmenlerinden ve The Washington Post köşe yazarı Kaşıkçı’nın hayatını ele alıyor. Kaşıkçı’nın arkadaşları, meslektaşları ve Türk gazetecilerle yapılan röportajlar aracılığıyla Yetkililerin yanı sıra gözetleme görüntüleri ve ses kayıtlarının da yer aldığı “Muhalif”, cinayete yol açan olayları ve ardından Suudi hükümetinin örtbas etmesini bir araya getiriyor.

Filmin ana odak noktalarından biri, teknolojinin ve sosyal medyanın hem muhalifleri güçlendirmedeki hem de otoriter rejimlerin muhalefeti gözetleyip bastırmasını sağlamadaki rolüdür. Hükümetlerin aktivistleri ve gazetecileri hedef almak için Pegasus gibi bilgisayar korsanlığı araçları kullandığını ve teknoloji şirketlerinin bu suiistimalleri kolaylaştırmadaki suç ortaklığını vurguluyor.

“Muhalif” aynı zamanda Batılı hükümetlerin tepkisi ve Suudi Arabistan ile ABD arasındaki karmaşık ilişki de dahil olmak üzere Kaşıkçı cinayetinin jeopolitik sonuçlarını da inceliyor. Baskıcı rejimlerle iş yapmanın etiği ve ekonomik çıkarların insan haklarından üstün tutulması konusunda önemli soruları gündeme getiriyor.

Genel olarak “Muhalif”, otoriter rejimlere meydan okuyan gazetecilerin ve aktivistlerin karşılaştığı tehlikelerin yanı sıra dijital çağda ifade özgürlüğü ve demokrasi açısından daha geniş kapsamlı sonuçlara ışık tutan, düşündürücü ve güncel bir belgesel.

 

Hikaye:

Film, Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan rejimi tarafından eleştirilere maruz kalması ve ülkeden kaçmak zorunda kalmasıyla başlıyor. Kaşıkçı, Amerika Birleşik Devletleri’nde sürgünde yaşarken, Suudi Arabistan’ın reform çağrısı yapan muhalifleri susturmaya çalıştığını ortaya çıkarıyor. Kaşıkçı, nişanlısı Hatice Cengiz ile evlenmek için İstanbul’a gittiğinde, Suudi Arabistan’ın ajanları tarafından kaçırılıp öldürülüyor.

Eleştiriler:

The Dissident filmi, eleştirmenlerden büyük beğeni topladı. Eleştirmenler, filmin Kaşıkçı’nın hikayesini objektif ve etkileyici bir şekilde anlattığını ve Suudi Arabistan’ın insan hakları ihlallerini gözler önüne serdiğini övdü. Film, birçok ödüle aday gösterildi ve Sundance Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü’nü kazandı.

Filmin Artıları:

  • Güçlü ve etkileyici hikaye
  • Objektif ve tarafsız bakış açısı
  • Suudi Arabistan’ın insan hakları ihlallerini gözler önüne seren bir film

Filmin Eksileri:

  • Bazı izleyiciler için film çok rahatsız edici olabilir
  • Filmin bazı bölümleri spekülasyona dayalı olabilir

Sonuç:

The Dissident filmi, Kaşıkçı’nın hikayesini anlatan önemli bir filmdir. Film, Suudi Arabistan’ın insan hakları ihlallerini gözler önüne seriyor ve izleyicileri bu konuda düşünmeye teşvik ediyor.

Kamil Hızer / Magazinname.com

Instagram: @kamilhizer

Bir yanıt yazın