Dünya Limit Aşımı Günü dolayısıyla bir açıklama yapan SKD Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Dildar Edin, dünya nüfusunun bir yıl içinde tüketmesi gereken doğal kaynaklardan çok daha fazlasını tükettiğine dikkat çekti. Edin, yaptığı açıklamada, “Gelecek kuşakların varlığını tehlikeye atmadan, doğal çevreyi merkeze alan kaynak ve atık yönetimi yapılan döngüsel ekonomi prensipleri doğrultusunda ekonomik büyümenin sağlanması çok kritik bir konu” görüşlerine yer verdi.
Ebru Dildar Edin, açıklamasına şöyle devam etti:
“Yapılan ölçümlere göre, 1970’ten bu yana dünya nüfusunda %121’lik bir artış yaşanırken, ekolojik ayakizimizin %57’sini karbon oluşturuyor. 2021 yılı ele alındığında ise karbon ayak izimizin bir önceki yıla göre pandemiye rağmen %6.6 arttığı, buna karşılık küresel biyoçeşitliliğin %0.5 oranında azaldığı göze çarpıyor.
Türkiye’nin karnesi ise maalesef oldukça endişe verici… Ülkemiz geçtiğimiz senenin de 10 gün öncesinde, 16 Haziran 2021 itibarı ile önümüzdeki yılın kaynaklarını kullanmaya başladı bile. Yapılan bir çalışma, dünyadaki herkesin Türkiye’nin mevcut tüketim alışkanlıkları ile yaşadığı varsayıldığında insanlık için 1.5 gezegene ihtiyaç olduğunu ortaya koyuyor.
Sahip olduğumuz tek evimiz Dünya’nın geleceğini güvence altına alabilmek için, günümüzde karşı karşıya kaldığımız en büyük tehdit olan iklim krizi ile kararlılıkla mücadele etmeliyiz. Son bir yılda yaşanan çevre felaketleri, tehlikenin git gide ne kadar büyüdüğünün göstergesi.
Tüm dünya için iklim değişimine yönelik sorunların üstesinden gelmek için bağlayıcı kararlar almak ve yaptırımları devreye sokmak oldukça önemli bir hale geldi. Bu, ancak küresel olarak hep beraber harekete geçersek üstesinden gelebileceğimiz bir süreç.”
“İş dünyasına liderlik etmeye hazırız”
Dünyada yaşanan gelişmeleri de değerlendiren SKD Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Dildar Edin, konuya ilişkin şu açıklamada bulundu:
“Avrupa Birliği, Yeşil Mutabakat’ı yol haritası olarak benimseyip hayata geçirmeye başladı. 14 Temmuz’da Avrupa Komisyonu, 2050 yılında iklim nötr kıta olma yolunda FitFor55 (Yüzde 55 hedefine uygunluk) başlığıyla kapsamlı bir dizi öneri paketi sunarak somut bir adım attı.
FitFor55 ile AB karbon salımını 1990 seviyelerine kıyasla 2030 yılına kadar yüzde 55 oranında azaltmayı hedefliyor. Bu paket sayesinde, karbon salımında önümüzdeki 10 yılda hedeflenen seviyelere ulaşılması, Avrupa’nın 2050 yılına kadar dünyanın iklim açısından nötr ilk kıtası olmasının sağlanması ve Avrupa Yeşil Mutakabatı’nın gerçeğe dönüşmesi amaçlanıyor.
Yasalaşma sürecinin iki yılı alacağı ön görülen bu paket iklim krizinin nesiller arası ve uluslararası dayanışma ile çözülebileceğine vurgu yapar nitelikte. AB tarafından 2011 yılında, Ocak 2020’den itibaren uygulanacağını açıklanan ‘Sınırda Karbon’ uygulamasının, 2026’dan itibaren başlayacak olmasını bir fırsat olarak değerlendirmeliyiz. İlk aşamada çimento, demir-çelik, alüminyum, gübre ve enerji sanayilerinde etkili olacak ve söz konusu tarihte başlayacak bu uygulama ile ülkeler, küresel ve bölgesel ticarette AB’nin ticaret ortağı olarak yoluna devam edecek.
AB’de yaşanan bu değişim rüzgarı elbette hem tüm dünyanın hem de ülkemizin gündemini de gerek finansal kaynaklar gerekse yasal düzenlemeler açısından etkili. Bu kapsamda Türkiye’de Kasım 2020’de ‘AB Yeşil Mutabakat Eylem Planı’nın yayınlanmasının yanı sıra geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanımız tarafından yayınlanan genelgede ‘Yeşil Mutabakat Çalışma Grubu’ kurulduğunun müjdesini aldık. SKD Türkiye olarak, şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da üstümüze düşeni yapmaya ve bu konuda tüm kaynaklarımızı sunarak iş dünyasına liderlik etmeye hazırız.”