Prof. Dr. Gülşat Aygen “Eğitimin nihai amacı, bildiğinize inanmaktan vazgeçmektir.”

Prof. Dr. Gülşat Aygen, ÖRAV Sohbetleri’nde dil bilimine, dil hakkındaki yanılgılara, eğitim ve dil bilimi arasındaki ilişkilere değindi

Prof. Dr. Gülşat Aygen “Eğitimin nihai amacı, bildiğinize inanmaktan vazgeçmektir.”

Öğretmen Akademisi Vakfı, her ay gerçekleştirdiği ÖRAV Sohbetleriyle; bilgi ve deneyimleri, sıra dışı meslekleri ve hayatlarıyla, ilham veren konukları öğretmenlerle bir araya getirmeye devam ediyor. ÖRAV’ın Youtube kanalından herkesin erişimine açık olarak yayınlanan sohbet serisinin bu ayki konuğu, Harvard Üniversitesi’nin 400 yıllık tarihinde, ana dili İngilizce olmamasına rağmen, yüksek lisans düzeyinde çok-disiplinli İngilizce dersleri veren ilk ve tek kişi unvanının sahibi; dil bilimci, eğitimci, yazar, editör ve çevirmen Prof. Dr. Gülşat Aygen.

Northern Illinois Üniversitesi’nde profesör olan Prof. Dr. Gülşat Aygen’in araştırma alanı birçok Türk dilini kapsayan teorik ve uygulamalı dil bilimi konularından oluşuyor. Prof. Dr. Gülşat Aygen, akademik çalışmalarının yanı sıra bugüne kadar pek çok makale ve kitap çevirisi gerçekleştirdi, Osmanlı el yazmalarını yazıya dökerek, düzenledi. Sosyal medya dili, azınlık dillerinin önemi, kelimelerin siyasi söylemdeki sözcüksel özellikleri gibi birçok konuda söyleşiler gerçekleştirdi.
“Koşullar bizi kısıtlayabilir ama bilincimizi kullanırsak, ele geçiremez…”

Karşısına çıkan tüm engellere rağmen çalışmalarına yılmadan devam eden Prof. Dr. Gülşat Aygen, bu konudaki görüşlerini şu sözlerle açıklıyor: ‘’Ben koşulların bizi kısıtlayabileceğine, ama bizi denetleyemeyeceğine ve ele geçiremeyeceğine inananlardanım. Eğitmenler olarak biz hep kurumların kısıtlamaları içerisinde yaşıyoruz. Koşulların bizi bağlamasına izin vermememiz gerektiğini düşünüyorum. Bunun da bilinçle olduğuna inanıyorum.”

“Öğrencilerin ne okuyacaklarını, ne tartışacaklarını, kendi ilgi alanlarıyla birleştirerek sınıfa taşımalarına izin vermeliyiz”

‘’Sınıfa girdiğimiz an, aslında eğitim kurumunun bize koyduğu bütün sınırlamaları yıkma gücüyle giriyoruz. Karşımızdaki öğrencinin bizi eleştirmesine, öğrenme süreçlerine girmesine,
ne okuyacaklarını ve ne tartışacaklarını kendi ilgi alanlarıyla birleştirerek sınıfa taşımalarına izin verdikçe, aslında biz o engelleri yıkıyoruz. Bu şekilde öğrencileri içeriden dönüştürüyoruz ve dönüştürdüğümüz her bir öğrenci de dünyayı bir başka şekilde değiştiriyor.’’

Prof. Dr. Gülşat Aygen’in dil bilimi, çalışma alanları, dil hakkındaki yanılgılar, eğitim ve dil bilimi arasındaki ilişki, eleştirel düşünme becerileri ve kişisel olarak değerlendirdiği yılmazlık üzerine görüşlerini paylaştığı keyifli sohbet ÖRAV’ın Youtube kanalı üzerinden izlenebilir!

Bir yanıt yazın