Pınar Çekirge “Ödül Töreninde Öyle Bir Hadise Yaşandı Ki..”

Pınar Çekirge “Ödül Töreninde Öyle Bir Hadise Yaşandı Ki..”
Söze ,” Tarih : 6 Mayıs 2024 Yer : Cem Karaca Kültür Merkezi.” diye mi başlasam acaba ? VIII.Üstün Akmen Tiyatro Ödül Töreni’nde öyle bir an yaşandı ki, ben öyle bir an’a tanık oldum ki…şimdi düşünüyorum da, acaba dünyada böylesine bir saygı duruşu, koşulsuz sevgi kaç sanatçıya demiyorum, şimdiye kadar kime yahut kimlere nasip olmuştur ?
Herşey gözümün önünde yaşandı.Yeryüzünün bütün gözyaşlarını sessizce içime akıtırken, ” Vefa, sanatçıya, insana saygı hem içsel bir duygudur, hem de bir eğitim sorunudur aslında.Öğrenilir, öğretilir,”  diye geçti kalbimden.Sonra olur olmaz sanatçı dediklerimizi, kendilerine payeler verip, küçük ve orta büyüklükteki dağları yarattıklarını var sayıp, havalara girenleri, gerçek sanatçılardan ayırmamız gerektiğini yeniden ayrımsadım.
Lara Narin o gece ödül törenin deydi.
Lara Narin’i tanırsınız.Tiyatro Hangardz’ın kurucularından.Oyuncu, şarkı sözü yazarı, solist.Şimdi nasıl hatırlamam ” Yüreğim Dağlardadır ” oyununda yaşar kıldığı büyükanne karakterini, ” Mer Çunetsadzı İrarmov Kıdnenk” i.
Ve Üstün Akmen Tiyatro Onur Ödülü’ne değer bulunan, tiyatromuzun en özel, en değerli isimlerinden Ani İpekkaya…hani, ” Her rolün mutlaka farklı bir sesi, rengi vardır”, diyen Ani İpekkaya.Biricik ” Cesaret Ana ” mız, Madam Olga’mız.
Madam Olga dedim de, Haldun Taner’in yazdığı ” Keşanlı Ali Destanı” nın Madam Olgası’na farklı dönemlerde hayat veren üç isim, Ani İpekkaya ( ilk Madam Olga’mız ), Ayşen İnci ( Devlet Tiyatrosu’nun ilk Madam Olga’sı ) ve Dilek Türker ( Almanya’da sergilenen ” Keşanlı Ali Destanı” nın Madam Olga’sı ) o gece keşke ” Sivilizasyon ” şarkısını beraber söyleselerdi.Ne çok şey istiyorum bazen.
Lafı yine şirazesinden çıkarttım, farkındayım.Çekirge misali oradan oraya sıçramadan yapamıyorum bir türlü, elimde değil.
Ani İpekkaya’nın omuzlarına attığı gece mavisi otrişten yere dökülen birkaç tüyü, Lara Narin usulca eğilip aldı…avucunda tuttuğu o birkaç tüye heyecanlı gözlerle baktı…parmaklarıyla okşadı onları ve o gecenin en kımetli ödülü olarak çantasına koydu.
Şimdi o otriş şaldan kopmuş birkaç tüy Lara Narin’in evinde bir kristal kasenin içinde duruyor.Ani İpekkaya’dan, tüm o zamanlardan, tüm o isimlerden ; Toto Karaca, Rosa Felegyan, Mari Felekyan, Azniv Hanım, Kınar Hanım, Bercuhi Hanım, Yeranuhi Karakaşyan, Şazik Köylüyan, Kaharik Şirinyan, Maryam Dzağikyan, Bisdos Araksiya, Rosali Benliyan, Ağavni Papazyan, Arusyag Papazyan’dan bugüne kalmış tüm o replikler, sesler, şarkılar o tüylerin arasına sızmış, kalmış.
Lara Narin geçmiş zamanlardan bugüne süzülüp gelen bir saygıyla, değerbilirlikle, o kalabalıkta kaybolup gidecek birkaç tüy parçasına sahip çıktı…
Bir sanatçının bir başka sanatçıya olan saygısı, hayranlığı başka nasıl ifade edilebilir ki…
Bütün bu olup bitenleri Ani İpekkaya’ya anlattığımda, gözlerinden süzülen yaşlarla, Lara’ya, bu sevgiye, tiyatroya, hayata teşekkür etti.
Sevgili Lara Narin ve Ani İpekkaya sizlerle aynı yüzyıllarda, aynı topraklarda yaşadığım için mutluyum.Yüreklerimiz dağlarda.Bütün hepsi bu !

Bir yanıt yazın