Cihangir Atölye Sahnesi’nin yapımcılığını üstlendiği ” İki Efendinin Uşağı-Alaturka ” Carlo Goldoni’nin eserinden Kıvanç Kılınç tarafından uyarlanmış ve Muhammet Uzuner tarafından yönetilmiş.Müzik, kostüm, ışık tasarımları, koreografisiyle ” İki Efendinin Uşağı-Alaturka ” son derece başarılı bir komedi…
Öncelikle belirtmeliyim ki, Kıvanç Kılınç’ın uyarlaması, Muhammet Uzuner ‘in özenli çalışmasıyla bir ” Commedia dell’Arte” ve “Orta Oyunu” sentezi oluşmuş.
Pantolone, Clarice, Dottore, Slvio, Beatrice, Federico ve diğerleriyle Dilaver, Yakup, Yeter, Hüsnü, Gülnihal, Firuz, Firuze, Zekai Sarpasaran, Sadık Sırvermez, Seyfettin Efendi hiç de uzak sayılmıyorlardı.
Şeytana papucunu ters giydiren, dilbaz, kurnaz uşak Truffaldino ile Zekai arasındaki kan bağıysa müthişti.
Başta Can Seçkin, Osman Onur Can, Erdi Öztürk, Alper İrvan Canberk Dikmen olmak üzere, Ayça Öztürk, Berfin Karatay, Gözde Yıldız, Yusuf Kısa son derece etkileyici, dinamik, pürüzsüz oyunculuklarıyla dört dörtlük bir başarıya imza atmışlar.Sahnede birbirleriyle ve izleyici ile kurdukları iletişim, oluşturdukları dil bütünlüğü mükemmel.
” İki Efendi’nin Uşağı – Alaturka ” da sahne üstü trafiği, dekor, ışık, oyuncu performansları, kısaca her detay yerli yerinde.Hep söylediğim gibi, alışılmış piyasa beğenisinin ( duygu fakiri, bir o kadar da sabun köpüğü, diyebileceğim öyle çok piyes izlediğim oluyor ki ) dışında kalmaya özen gösteren Cihangir Atölye Sahnesi’ni bir kez daha kutluyorum.
Pınar Çekirge / Magazinname.com