” Çığlık sessiz olursa, çığlık olmaz ki…”
Aslında hepimiz yalnız, mutsuz, doyum yoksunuyuz. Hicran’ın dediği gibi :
” Öldüğünüzde mezarda tek başına kalıp, unutuluyorsak eğer yalnızız demektir.”
Birbirimize yalnızız. Hicran gibi kendi gölgemizle dans edecek kadar bir başınayız.
Hicran seçme şansı olmayan çocuklardan biriydi. Hayatı ona dikte ettiren ebeveynleri vardı sadece yıllarca konuşmayı reddetmesi bundandı. Sahi, çocukların neden vasiyeti olmazdı ? Fotoğraf gelece yönelik bir başka mutsuzluk muydu yoksa ?
Hicran kapkaranlık bir tünelde aydınlık aramaktan yorulmuştu. Ağlıyordu. Sesi duyulmamıştı. Sesi duyulsun istenmemişti. Ne tuhaf, gölgeler hep sessiz, hep soğuktu.
Oda Tiyatrosu yapımı ” Hicran ” ı Kaan Erkam yazmış, Yaşar Gündem yönetmiş, ışık tasarımını Benian Karahan üstlenmiş ve Melissa Dilber ‘ Hicran ‘ karakterini yorumlamış.
Sahnede bir tahta valiz var sadece Yaşar Gündem yalın tiyatro gerçeğinden yola çıkmış, oyunu boş alanda seyirciye sunmuş ve etkileyici bir illüzyon yaratmış.
Pınar Çekirge / Magazinname.com