Ahmet Uğurlu’yu sahnede ilk kez Haluk Kurtoğlu, Cem Kurtoğlu’nun da rol aldığı, Necati Cumalı’nın ” Ala Geyik ” oyununda izlemiştim.Yine bir Necati Cumalı eseri olan ” Mine ” de İstasyon Şefi’nin eşi Mine’de gözü olan o genç, bulanık bakışlı, uzun burunlu, kıvırcık saçlı adam…beyaz perde de Ahmet Uğurlu ile bir sonraki buluşmam ” Tabutta Rövaşata ” filminde olacaktı.Yaşar kıldığı Mahsun karakteri bir başkaydı…
1982 veya 1983 yılı olmalı ” İstanbul Efendisi “nde ” Safi Çelebi ” nde ki başarısını, şimdi nasıl hatırlamam ? ” Çöplük “, ” Önemli Adam “, ” Toprağı Bol Olsun “, ” İki Efendi’nin Uşağı ” oyunlarında da izlemiştim Ahmet Uğurlu’yu.” Karşı Show ” hayal meyal kalmış aklımda.
Sahneye yaraşan, yetenekli bir aktördü.Farklı bir ışığı vardı.Döneminin önemli, en özel oyuncularından biriydi, hiç kuşkusuz.
30 Mayıs 2024 tarihinde aramızdan ayrıldı Ahmet Uğurlu.
Tam da bu satırları yazarken, Özen Yula’nın sesiyle ürperdim :
” Her giden bir kalanda can bulur yeniden. Hatıralar unutuluncaya kadardır hayat. Ölüm kimseyi kimseden almaz. Giden hep kalır aslında. Adına hayat deriz.
” Bir nefes alırız en derininden, oturur dünyanın dönüşüne bakarız, bir rüzgâr değer yüzümüze, odur, ondandır der, gülümseriz. Her kalan, bir armağandır gidenden.”
Madem, ” Her kalan, bir armağandır gidenden “…
Geriye bütün o oyunlar, filmler, ölçüt sayılacak başarılar kaldı.Fotoğraflar, afişler, program dergileri…nice hatıralar.
Ahmet Uğurlu’nun değerli hatırasına saygıyla.