Aylin Topuz’un yeryüzü yolculuğu öyle bir evde başlamış ki…Mesela ilk çocukluk arkadaşları Poprişçin, Oblomov olmuş, desem.Dahası replikler, soneler, şarkılar, besteler, kulis odaları, sahneler sunulmuş ona oynaması, vakit geçirmesi için, diye eklesem.Kesinlikle abarttığımı söylersiniz, eminim.
Ama Erdem Topuz’un kızı olmak böyle bir şey işte…Erdem Topuz, eskilerin ifadesiyle koltuğunun altında o kadar çok karpuz barındıran biridir ki; öncelikle Dionysos Tiyatro’nun Genel Sanat Yönetmeni, oyuncu, sonra müzisyen, Rock Grubu Boşluk’un solisti, Salon ve Latin dansları eğitmeni, rejisör…eksik bıraktıklarım varsa da, affetsin artık.Hem konumuz müzik zaten, konuğum da Piyanist Aylin Topuz.
Hatırlıyorum, geçtiğimiz ay 2024 Uluslararası. ADS Gülsin Onay Piyano Yarışması Jüri Özel Ödülü’ne değer bulunmuştu Aylin Topuz.Bir önceki yılda da 2023 Uluslararası Pera Piyano Yarışması İkincilik,
2022 Uluslararası Pera Piyano Yarışması Mansiyon ödüllerini kazandı.Sahi, gelecek Eylül ayında Belçika Brüksel ‘de Cameristica Festivalinde Performans sergileyecek.Bu arada hemen belirteyim, Claire De Lune-Debussy , Chopin Etüd C Minor Ocean ile duygusal bir bağı var.Bartok, Dvorak, Chopin, Ulvi Cemal Erkin, Tchaikovsky, Prokofiyev, en sevdiği müzisyenler arasında.Buğulu bir pencere camına ne mi yazarmış ?
” Sadece kendin ol ! ”
Aylin Topuz küçücükken elinde mikrofon evde şarkılar söyler, müzik dinlermiş.
” Şuan şarkı söylemek değil ama, piyano çalmak hayatımda en sevdiğim şeylerden biri, diyebilirim.”
Dahası;
” Babam da Rock Grubu Boşluk ‘un solisti ve pek çok şarkının amcamla birlikte bestecisi ve söz yazarı olduğundan, tümüyle müziğin içine doğdum, diyebilirim.Düşünün, küçük bir bebekken babamın geceleri hep konserleri, turneleri olurdu.Müzikle beraberdim anlayacağınız…”
Ama bale de var :
” Beş yaşında baleyle tanıştım.Dört yıl boyunca bale derslerine devam etsem de, aklımda hep enstrüman çalmak vardı.Sonunda piyanoda karar kıldım ve yedi yaşında piyanonun başına geçtim.Babam bu isteğime olumlu yaklaştı ve beni doğru yönlendirdi, hep yanımda oldu.”
” İlkokul birinci sınıfı bitirdikten sonra Mimar Sinan Üniversitesi Çocuk Konservatuvarı ORF Bölümü ile başlayan müzik yolculuğumda yedi yılı geride bırakıp, bu sene ortaokuldan mezun oldum.Şöyle açıklayayım,
ORF Eğitimi iki yı sürdü ilkokul iki ve üçüncü sınıflarda.Dördüncü sınıfta yarı zamanlı Piyano Bölümü…ve orta okulda tam zamanlı Piyano Bölümü.
Şimdi Mimar Sinan Devlet Konservatuvarı Lise Bölümü ile eğitimime devam edeceğim.Çok sevdiğim, çok değerli hocam Prof.Dr.Metin Ülkü ile piyano yolculuğum her gün harika şeyler öğrenerek devam etmekte.”
Erdem ile ne zaman konuşsak ya Aylin bir yarışmaya hazırlanıyordur, ya sınava girmek üzeredir ya da yeni bir parça üzerinde çalışmaktadır.ç mi yorulmaz, hiç mi canı sıkılmaz bu çocuğun ?
” Gerçek bir sanatçı olmak istiyorsanız bedelini misliyle ödemek zorundasınız.”
Bu yanıt karşısında sus pus oluyorum, ister istemez.
Çalışmak dedim de, gün içinde saatlerce piyano çalıyor…konu komşu ne diyor, bu duruma ?
” Babam ve annemin çok keskin ve kesin çizgileri var.Annem apartman yöneticisi’.En baştan net konuşalım, kızım piyanist ve müziğimizi yıllarca duyacaksınız,’ dedi.Konu orada kapandı.Şanslıyım.”
Aslında ben daha şanslıyım, her yaştan sayısını şuan tam olarak bilmediğim ( iki yüzü aşmış olmalı ) sanatçıyla röportaj yapmışlığım var…Aylin Topuz ise onların içinde en genç olanı.
Aylin Topuz bir piyanist.Duyguların iklimine ses, yankı, rüzgar olan, hayatın bambaşka yüzlerini gösteren, iç sesleri konuşturtan, hayal aurası yaratan bir piyanist.Artık biliyorum, O piyano çalmak, piyano çalarak yaşamak, notalardan yepyeni aylalar yaratmak için var olmuş biri.Varsın çocukluğunu tam olarak yaşamamış olsun.