Onur Akay, bugünkü yazısında dünyanın en büyük 3 ozanı arasında gösterilen Âşık Mahzuni Şerif’le ilgili, uzun süredir yaptığı çok özel bir araştırma yazısını yayınladı.
“Çeşmi Siyahım”, “Dom Dom Kurşunu” ve “Mamudo” gibi birçok ünlü türkülerin sahibi, son asrın en büyük halk ozanı Aşık Mahzuni Şerif, 17 Mayıs 2002 yılında hayatını kaybetmişti. Ünlü ses sanatçısı ve yazar Onur Akay, 8 çocuğu olduğu bilinen Mahzuni Şerif’in, Gülören Çelik isimli 53 yaşında bir kızının daha ortaya çıktığını ve Çelik’in geçtiğimiz günlerde DNA testi ile %99.9 Âşık Mahzuni Şerif’in kızı olduğunun belirlendiğini açıkladı. Kızının fotoğrafını da paylaşan Akay, “Dünyanın en büyük 3 ozanı arasında gösterilen Âşık Mahzuni Şerif’in hayatının, sinema filmi haline getirileceğini duydum. Ünlü halk ozanının hayatı beyazperdeye yansımamadan önce, senaristlerin bu detayı da öğrenmesi gerektiğini düşünerek, uzun süredir yaptığım çok özel bir araştırmayı kaleme alıyorum” ifadelerini kullandı.
Henüz 17 yaşındayken dayısının kızı Emine ile imam nikâhı kıyılarak dünya evine giren Aşık Mahsuni Şerif’in, bu evlilikten Züleyha adında bir kızı dünyaya geldi. İlk eşinden mektup yolu ile boşanan ünlü ozan, Ankara’da okurken tanıştığı İtalyan asıllı Sovina (Suna) ile ikinci evliğini yaptı ve bu evlilikten Ferhat, Şirin ve Emrah adlarında üç çocuğu oldu. Eşi Suna evi terk ettikten sonra üçüncü evliliğini Gaziantep’te bir ilkokul öğretmeni olan Fatma Hanım ile yapan Âşık Mahzuni’nin, bu evlilikten ise Derya, Ali Bülent, Şeyda ve Yetiş adlarında dört evladı dünyaya geldi. Asıl adı Şerif Cırık olan Mahzuni Şerif, ölümünden 7 ay önce Ankara 32. Noteri İklim Ecevit’e hazırlattığı vasiyetnamesinde, resmi nikâhlı ilk eşi olan İtalyan asıllı Sovina, Türkçe adıyla Suna Öz’den olan çocuklarını, “Anneleri ahlâk dışı yaşadı” diyerek mirasından men etmişti.
Hemen arkasından Öz’den olan kızı Şirin Mahzuni, vasiyetin iptali için dava açmış ve babasının son eşi Fatma Mahzuni’den etkilenerek bu vasiyeti hazırladığını iddia etmişti. MESAM üyesi olan ozanın telif gelirleri de Şirin Mahzuni’nin yaptığı başvuru üzerine bloke edilmişti. Aşık Mahzuni’nin ‘Ahlak dışı yaşıyorlar’ iddiasıyla miras bırakmadığı çocuğunun açtığı ‘vasiyeti iptal davası, ‘ozanın prestiji sarsılmıştır’ gerekçesiyle reddedilmişti. Daha sonra Şirin Mahzuni’nin temyize götürdüğü dava ile ilgili aile bir açıklama yapmadı.
Onur Akay ise kendi internet sitesinde kaleme aldığı yazısında şu ifadeleri kullandı:
“Şimdi sizlere ismini vermek istemeyen Mahzuni ailesinin bir bireyinden öğrendiğim, çok özel bir bilgiyi aktaracağım. Âşık Mahzuni Şerif’in bir kızı daha ortaya çıktı. Hem şiir yazan, hem de türkü söyleyen 53 yaşındaki Gülören Çelik isimli bir hanım, Mahzuni Şerif’in kızı olduğunu bazı belgelerle ünlü ozanın oğlu Emrah Mahzuni’ye ifade etti. Ancak Emrah Bey, babasına tıpa tıp benzeyen Gülören Hanım’ı reddetti. Gülören Hanım da mahkemeye başvurdu ve geçtiğimiz 2023 yılının Aralık ayında Emrah Bey savcılık vasıtasıyla Maraş’a kan vermek üzere getirildi. Emrah Bey ve Gülören Hanım’dan kan örnekleri alınarak DNA testi yapıldı. Bu olayı gizli tutan aile, ünlü ozanın mezarının açılmasını istemedi. Gülören Hanım’ın Mahzuni Şerif’in kızı olduğu ihtimaline bazı kardeşler kesin gözle bakarken, DNA testi geçtiğimiz günlerde sonuçlandı ve Mahsuna Berçenekli mahlasını kullanan Gülören Çelik’in, %99.9 Âşık Mahzuni Şerif’in kızı olduğu belirlendi. Zarfı açarak sonucu gören Emrah Mahzuni ise ağlayarak kardeşine sarıldı ve iki kardeş gözyaşlarına boğuldu. Gülören Hanım şimdi Âşık Mahsuni Şerif’in nüfusuna geçtiği ve soyadının Şerif olduğu yeni kimliğini bekliyor.
Gülören Çelik’in hikâyesi ise şöyle:
Mahzuni Şerif’in imam nikâhlı eşinden sonra resmi nikâhlı ilk eşi olan İtalyan asıllı Sovina, Türkçe adıyla Suna Öz, Gülören Çelik’in de annesi. Ferhat, Şirin ve Emrah olarak bilinen üç çocuğu ile hem babalar hem de anneler aynı. Biliyorsunuz Mahzuni Şerif, Suna Öz’den olan çocuklarını, ‘Anneleri ahlâk dışı yaşadı’ diyerek mirasından men etmişti. Suna Öz hamile kaldığı dönemde bunu Mahzuni Şerif’e söylüyor. Ancak ünlü ozan o dönem yaşadığı maddi sıkıntılar nedeni ile bu çocuğa bakamayacağını ifade ediyor ve Gülören Hanım doğduğunda hem annesi Suna Hanım, hem de babası Mahzuni Şerif’in isteği ile kimselere söylenmeden, asıl adı Hüseyin Çevik olan bir Alevi dedesi Hüseyin Dede’ye veriliyor. Gülören Hanım tarih öğretmeni oluyor ve yıllar sonra gerçeği öğreniyor. Tarih öğretmenliğini bırakan Gülören Hanım, Âşık Mahzuni Şerif’in kızı Gülören Çelik olarak sahneye çıkıyor. Ayrıca babası Mahsuni’nin Mah’ı ile annesi Suna’nın adının birleşimi olan Mahsuna’yı kendisine mahlas yapıyor ve ozan olarak Mahsuna Berçenekli mahlasını kullanıyor ve kardeşlerini arıyor.”