Kolpaçino 4 4’lük film incelemesi

Bir sinema filmi düşünün. Daha proje aşamasında reklamları, tanıtımları yapılmaya başlanmış. Kadrosunda konuk oyuncu olarak İbrahim Tatlıses, Cengiz Kurtoğlu, Seba Tümer, Mehmet Ali Erbil gibi isimler. Tüm bunların yanında Şafak Sezer, Aydemir Akbaş, Ali Çatalbaş, Abidin Yerebakan ve daha nice isim.

 

Ve bu kadrolu serinin dördüncü filmi olan Kolpaçino 4 4’lük filminden çok büyük beklentilerle sinemaya gidiyorsunuz. Serinin ilk filmi bana göre gerçekten çok başarılı idi. Sonrakiler eh denilecek türden iken serinin son filmi Kolpaçino 4 4’lük bana göre rezalet. Verilen paraya mı acırsınız, yoksa harcadığınız zamana mı?

 

Bu filmi sadece üye olduğunuz bir platformda izleme imkanı olursa izlemenizi tavsiye ederim. Film için kötü diyeceğim ama kötü kelimesine bile hakaret olur.

 

Gelelim filmimize neden bu kadar kötü dediğime? Filmdeki bir çok sahne kopuk kopuk işlenmiş. Oyunculuk ararsanız filmi izlerken yanınızda mum bulundurmanızı tavsiye ederim. Ama emin olun mumla bile arasanız oyunculuk bulamayacaksınız. Ana kadroyu, konuk oyuncuları toplayalım sonra da bir senaryo uyduralım. Eski serilerde kullanılan güzel replikleri biraz farklı kullanalım. Zaten bu kadar reklam yaptık nasılsa gişede parayı götürürüz demişler.

 

Filmi izlerken özellikle Şafak Sezer’in olduğu sahneleri dikkatle izledim. Bunun sebebi daha ilk andan itibaren Şafak Sezer sanki yüzüne botoks yaptırmış da yüzündeki tüm mimikleri ölmüş hissi verdi. Severiz, sevmeyiz orası göreceli bir kavram. Ama Türk sinemasında başarılı işlere de imza atmış bir oyuncu. Ama bu filmde oyuncu olarak hiç göremedim.

 

O kadar ünlü ismi konuk oyuncu olarak almışlar. Ve filmde en çok konuk oyuncu olarak da İbrahim Tatlıses’i kullanmışlar. Ama gel gör ki Tatlıses gibi bir ismi küfür ettirerek bizleri güldürebileceklerini düşünmüşler.

 

Film için komedi deseniz komedi değil, durum komedisi deseniz o da değil, absürt komedi deseniz zaten hiç değil. Bana göre tamamen salla pati bir şey denemek istemişler ve ortaya Kolpaçino 4 4’lük filmi ortaya çıkmış.

 

Gerçekten Türk sinemasının hali içler acısı. Ucuz romantik komediler, absürt komediler ve ucuz bile diyemeyeceğimiz salak salak korku filmleri salgını devam ediyor.

 

İşte böyle salak salak filmler yüzünden Kuru Otlar Üzerinde, Hayat gibi yapımlar öyle bir parlıyor ki. Senaryosundan, kurgusuna, kurgusundan rejisine ve oyunculuğa kadar öyle muhteşem işler de bu ülkede yapılıyor ama gişede bunun geri dönüşünü maalesef göremiyorlar.

 

 

Uzun lafın kısası en ucuz biletin 175-180 Lira civarında olduğu ve halkın ekonomik sıkıntılarla boğuşurken stres dağıtmak ve keyif almak için gittiği bir filmde harcadığı paraya mı yoksa zamana mı acıdığını görmek istiyorsanız bu filmi kaçırmayın derim.

Kamil Hızer / Magazinname.com

Instagram: @kamilhizer