Son dönemin en popüler YouTube programlarından Katarsis’in bu haftaki konuğu çarpıcı ve samimi sohbeti ile İlyas Yalçıntaş oldu. Neredeyse her bölümü Trend Videolar listesinde yerini alan ve uzman klinik psikolog Gökhan Çınar’ın hazırlayıp sunduğu Katarsis’te, pop müziğin sevilen ismi İlyas Yalçıntaş çocukluğunu, yatılı okul yıllarını, ailesi ile ilişkisini, müzikle bağını, babasını kaybettiği dönemi ve çok daha fazlasını anlatıyor.
”Artık kimse beni düşürüp, ağlatamaz.”
Konuşmayı ve anlatmayı sevdiğini, zor durumlar yaşadığında düştüğünü insanlara belli etmediğini dile getiren sanatçı, Gökhan Çınar’ın:”Düştüğünü belli etmemeyi nerede ve nasıl öğrendin?” sorusu üzerine bu durumun çocukluğu ve büyüdüğü yatılı okul ile ilgili olduğunu anlattı. Sanatçı sözlerine:”Çocuk yaştan itibaren korunaksız bir psikoloji içerisinde büyüdüm. Düşmek ve zayıflık en son olması gereken şeydi. Küçük yaşta öyle yerlerden geçtiğim için haliyle artık düşmek ve zayıflık benim çok geride bıraktığım bir şey oldu. Artık kimse beni düşürüp, ağlatamaz.”
Ölümde dahil birçok şeyden korkmadığını ama en çok korktuğu şeyin sevdiği insanları kaybetmek olduğunu Gökhan Çınar’a anlatan genç sanatçı, mizacının sert ve sivridilli olduğunu, kızdığında ise agresif olduğunu fakat çok kısa sürede vicdan duyup karşı taraftan özür dileyebildiğini söyledi.
”20’li yaşlarda kıskançtım, 30’larda bunu geride bıraktım.”
Gökhan Çınar’ın çok aşık olduğunda nasıl oluyorsun sorusu üzerine önceden kıskanç olduğunu ama 30 yaşından sonra bunu geride bıraktığını, 20’li yaşlarında çok aşık olduğu bir kız için şehir ve hatta ülke bile değiştirebilecek yoğunlukta aşkı yaşayabildiğini dile getirdi.
”Hayatta en çok sevdiğim insan tartışmasız annem.”
Hayatta en çok sevdiği kişisinin tartışmasız bir şekilde annesi olduğunu dile getiren sanatçı, şu sözleri söyledi:” Küçük yaşta babamı kaybettiğim için beni buralara kadar annem yetiştirdi. Erzincan’da köyde büyüdüm. Konuşmamdan insanlara karşı yaklaşımım, terbiyem ve her şeyime kadar bir kadına borçluyum ben. O yüzden, asla değişmez benim için Ayşe Yalçıntaş’tır.” Annesiyle olan duygusal bağını ve ilişkisini anlatan İlyas Yalçıntaş, birbirleri ile dayanışma içinde ve müziğe sarılıp o zor dönemleri atlattıklarını samimi bir şekilde anlattı.
”Ayakkabım yırtılırdı büyük tığ iğnesi ile ayakkabımı dikerdim.”
İlkokulda kız kardeşi ile birlikte yatılı okula verilme hikayesini anlatan ve programda içini döken sanatçı, baba memleketi olan Erzincan’da okul olmadığı zamanlarda köye en yakın okulun yatılı okul olduğunu ve mecburen yatılı okula gönderildiğini söyledi. İlyas Yalçıntaş:” Yatılı okulda mikrop kapardım kendi kendimi tedavi ederdim. Ayakkabım yırtılırdı büyük tığ iğnesi ile ayakkabımı dikerdim. Sürekli türkü söylerdim. Şiir yazardım. Çok fazla skeçte rol aldım. Öğretmenlerim sağ olsunlar, öğretmen kutsallığı çok önemli. Ali Kıllı diye bir öğretmenim vardı, çok büyük insandır benim için. Birçok şey öğrenmeme vesile oldu.” dedi.
”Çok zayıftım ve kompleks yapıp spora başladım, hayatım değişti.”
Gökhan Çınar’ın dönüm noktan neydi sorusu üzerine bir hikayesini ilk defa programda anlatacağını söyleyip şu sözlerle konuşmasına devam etti:” Taksim’de müzisyenlik yapıyordum. Bir kız arkadaşım vardı. Çok zayıftım o dönemler. Kız arkadaşım televizyon izlerken bir erkeğin kasları ile ilgili bir yorum yaptı. Ben de kompleks yapmaya başladım. Çok bozuldum. Sonra bir şey oldu ve ayrıldık. Spor yapmaya ve kaslanmaya başladım. Bu bana çok büyük özgüven getirdi. Hayatım bambaşka hale geldi. ”
”Babamı kaybettiğimde ciddi bir bunalıma girdim.”
Program esnasında Gökhan Çınar’ın: ”Yetişkinliğin eşiğinde kaybediyorsun babanı. Yasını yaşadın mı? ” sorusu üzerine ise:” Yasımı yaşadım. Çok ciddi bir bunalıma girdim. Kendinizi dağıtırsınız, yok olursunuz ya. O dönem bileğim kesildi. Kız arkadaşım vardı,terk etti beni. O kadar kötü bir noktadasınız ki yok olmak istiyorsunuz artık. Her şey bitti psikolojisinde oluyorsunuz. Çöküyorsunuz ve hayata hiçbir tarafından tutunamıyorsunuz. Kafanızın içine bir şeyler girsin ve darmadağın etsin istiyorsunuz. Öyle bir dönemdi. İçimdeki güç olmasaydı bu duruma yenik düşerdim ama oradan da çıkmayı başardım. Spora asıldım, kendimi fark ettim, kendime baktım ve iyileştim. Kolumda iyileşti. Gitar çalamayabilirsin demişlerdi fizik tedaviye gitmeden kendi kendime geçirdim. Bunların hepsi geçmişte kaldı dedim ve şu ana odaklanmayı öğrendim. Müzik burada çok büyük bir unsur benim için. Melodilerin içine gömüldükçe derin bir okyanus olduğunu fark ettim ve o okyanusun içerisinde yüzmeye başladım.” İlyas Yalçıntaş, kendisini solistliğe ve şarkı söylemeye iten şarkının Göktan’ın Sen şarkısı olduğunu ve şarkı söylemeyi o şarkı ile öğrendiğini anlattı.