Her yıl 14-20 Mart haftası, “Dünya Tuza Dikkat Haftası” olarak anılıyor. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Diyetisyen Özden Örkcü, günlük ideal tuz tüketimi hakkında bilgiler ve önemli tavsiyeler paylaştı.
Fazla tuz tüketimi hipertansiyona yol açıyor
Diyetisyen Özden Örkcü, sofra tuzu olarak bilinen sodyum klorürün hayatımıza tat lezzet vermek, ürünlerin muhafazası ve raf ömürlerini uzatmak için girse de vücut sıvılarının osmatik basıncı ve asit-baz dengesi için özellikle önemli olduğunu söyledi ve sözlerine şöyle devam etti:
“Özellikle sodyumun potasyumla beraber vücut sıvılarının yoğunluğunu sağlama ve buna bağlı olarak da sinirlerin uyarımı, kas dokusunun çalışması için önemli role sahip olduğunu söyleyebiliriz. Vücut sıvılarının yoğunluğu, böbrekler tarafından denetlenir. Fazla tüketilen tuz miktarı vücutta su tutacağından ödeme neden oluyor. Ayrıca fazla sodyum tüketimi kan basıncını arttıracağı için hipertansiyon ve kardiyovasküler hastalarının özellikle dikkat etmesi gereken mineraller arasında yer alıyor. Yetersiz sodyum tüketimi ise, kusma, zihinde bulanıklık, kas yorgunluğu, solunum yetmezliği gibi belirtilerle kendini gösteriyor.”
Günlük bir çay kaşığı tuz tüketimi yeterli
Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği’nin 2008 yılında gerçekleştirdiği SALTURK-1 çalışmasında Türkiye’de yetişkinlerin günlük tuz tüketiminin 18 gram olduğunun belirtildiğini ifade eden Diyetisyen Özden Örkcü, “2012 yılında tekrarlanan SALTURK-2 çalışması ise günlük tüketimin bir miktar azalarak 15 grama düştüğünü gösterdi. Ancak bu rakam da günde toplam 5 – 6 gram olarak belirtilen tuz önerisinin ve DSÖ’nün önerdiği günlük 5 gram miktarının 3 katından daha fazladır. İnsan vücudunun normal işlevlerini yapabilmesi için günde 5 gr yani bir çay kaşığı kadar tuz alması yeterli.” dedi.
Peynirdeki ve paketli ürünlerdeki tuza dikkat edilmeli
Peynirin pek çok kişinin severek tükettiği en önemli tuz kaynaklarından biri olduğunu belirten Diyetisyen Özden Örkcü, “Ancak peynirin çok tuzlu olması, tüketilirken dikkatli olunması gerektiğini ya da az tuzlu tercih edilmesi gerektiğini gösterir. Tuzlu olduğu açıkça belirtilmeyen ürünlerin de sakıncalı olduğunun farkında olunmaması tuz kısıtlaması ya da tansiyon hastalığı olanların yaptığı hataların başında geliyor. Kabartma tozu, her türlü paketli ürünler, konserveler, koruyucu amaçlı katılmış turşu, salamura benzeri ürünlerin de içinde tuz olduğu unutulmamalı.” ifadelerini kullandı.
Ürün etiketleri okunmalı
Yaz aylarında özellikle terleme ile beraber tuz kaybı olduğunu hatırlatan Diyetisyen Özden Örkcü, “Sporcuları da unutmamakta fayda var. 90 dakika ve üzerinde yoğun antrenman sonrası kaybedilen tuz miktarının yerine koyulması, kas yorgunluğunun ve ağrılarının önüne geçebilir. Son zamanlarda popüler olan himalaya tuzu, deniz tuzu, kaya tuzu, siyah tuz, pembe tuz, tek boynuzlu at tuzu ve diğer tuz türevlerinin minerallerle zenginleşmiş olması fazla tuzun vücuda alınmasına engel değildir. Bu yüzden bilinçli bir tüketici olunmalı. Gereksinimlerin dışına çıkılmamalı ve ürün etiketleri okunmalı.” diye konuştu.