Bilim-Kurgu kitaplardaki örneklerinin dahi uyarlanırken basitleştirildiği, sinemada ise iyi halini arar duruma geldiğimiz bir türdür. Özellikle son yollarda bu konudaki açlığımızı yüksek bütçeli yapımlardan daha ziyade az bütçeli filmler karşılıyor.
Gelecek yıllarda bu hasretimiz nispeten azalacak gibi gözükse de bugün ben bu yazımda Ex machina adlı filmi hakkında bilgiler vermek istiyorum.
Öncelikle bu film 88. Oscar ödüllerinde “En iyi görsel efeckt” ödülünü aldı. Ayrıca bu film birçok dalda ödüle layık görülmüş bir film.
Filmin kahramanı olan Caleb adındaki bir yazılımcı bir şirketin düzenlemiş olduğu çekilişle çalışanı olduğu dünyanın en büyük arama motorları şirketlerinden birinin CEO’su Nathan ile bir hafta tatil kazanır. Tatil için bir adaya Nathan’ın yanına giden Caleb, aslında kendisini bir deneyin içine çekildiğinden habersizdir. Nathan yeni bir yapay zeka geliştirmiştir. Ve hazırladığı bu prototipleri Turing testini denemesini ister. Turing testi normalde bir makinanın insandan ayrılamayacak kadar gelişmiş olmasını baz alırken, burada Caleb sınadığı prototipin yapay zeka olduğunun farkındadır.
Nathan’a göre asıl test yapay zeka olduğu halde karşındakini gerçek bir insan olduğuna inandıracak kadar bir makina yapmış olduğunu göstermek ister.
Bana göre Ex machina 4 kişilik ana oyuncu kadrosuyla ve düşük bir bütçeyle iyi bir film yapılacağını da ispatlıyor. Tek bir mekanda, iyi bir oyuncu kadrosu ve kurgusuyla film izleyeni içine çekmeyi başarıyor.
Oyunculuklara baktığımızda Oscar Isaac ve bir robotu canlandıran Alicia Vikander’in performansları bana göre muhteşemdi. Görsel efecktleri o kadar güzel ki bu filmin boşuna en iyi görsel efeckt ödülü almadığını gösteriyor. Bu filmde sanki bir gerçeklik izliyormuşuz izlenimi yaratan görsel efecktler filmin en can alıcı sahnelerini oluşturuyor.
Filmi izlerken ister istemez gelecek yıllarda böyle yapay zekalı robotların olup olmayacağını sorguluyorsunuz. Ve ister istemez bunun olabileceğine düşünmeye başlamadan edemiyorsunuz.
Filmin olumsuz yanlarına gelince Ex machina para konusunu hep merkezde tutuyor. Ve oldukça ilginç ve sorgulanabilir bir tartışma ortaya atsa da bunu yeterince kurcalamaktan kaçıyor. İnsan ve yapay zekayı karşı karşıya getiren sahneler süre olarak yeterince kullanılmamış. Sorgu sahnelerinin senaryosu sanki izleyicinin üzerine saldıracakmış gibi yazılması ve o hissi vermesi de ayrı bir eleştiri konusu. Bu sahneler gerilimi arttıracağına aksine izleyiciyi filmden kopmasına neden oluyor.
Özetlemek gerekirse akıcı ve sürükleyici bir hikaye olmasına rağmen daha iyi olabilirdi diyebiliyoruz. Hikayenin hakkı tam olarak verilmemiş bir yapım. Bu eleştirilere rağmen güzel bir film olduğunu söyleyebilirim. Ama dediğim gibi bu film çok daha iyi olabilirdi demeden de edemiyorum.
Kamil Hızer / Magazinname.com