Dune film incelemesi ve eleştirisi

Bugün artık geçtiğimiz yıl diyeceğim 2021 yılının en çok merakla beklenen filmlerinden biri olan Dune filmini inceleyeceğiz.

Dune film incelemesi ve eleştirisi

Bugün artık geçtiğimiz yıl diyeceğim 2021 yılının en çok merakla beklenen filmlerinden biri olan Dune filmini inceleyeceğiz.

Benim yaş grubumda olan ve bilim-kurgu filmlerine meraklı hemen herkesin izlediği 1984 yapımı Dune filmi sonrasında aradan geçen neredeyse 37 yıl sonra tekrar seyircisiyle buluştu. Filmin yapımcısı Warner Bros pandemi döneminde aldığı ani bir kararla vizyona soktuğu tüm filmleri HBO Max adlı dijital platformdan yayınlama kararı almıştı. Ve Dune bu karar gereği vizyona girdiği hafta dijital platformda yayınlandığı için korsana bile çok kısa sürede düştü.

Dune filminin senaryosunu 1965 yılında roman olarak yazan Frank Herbert, Eric Roth ve Dennis Villeneuve yazarken Villeneuve aynı zamanda filmin yönetmenliğini üstlendi. Filmde Timothee Chalamet, Rebecca Ferguson, Oscar Isaac, Jason Momoa ve Stellan Skarsgard gibi bir çok ünlü oyuncu rol aldı.

Filmin konusuna gelince, uzak bir gelecekte geçen Dune, ailesi çöl gezegeni Arrakis’in kontrolüne sahip olan Paul Atreides’in hikayesini anlatıyor. Galaksinin farklı noktalarındaki gezegenler, rakip feodal aileler tarafından yönetilmektedir. Çok değerli bir kaynağın tek üreticisi olan çöl gezegeni Arrakis’in kontrolü asil aileler arasında son derece talep görmektedir. “Baharat” adı verilen bu kaynak, yüksek bilinç ve uzun bir yaşam süresi sunarken, beraberinde çok ciddi yan etkileri de getirmektedir. Ayrıca yıldızlararası yollarda gezinmeye yardımcı olan kaynak da bu baharattır. Bu kaynağı elde etmek isteyen feodal rakiplerden Harkonen ailesi tarafından Paul ve ailesine tuzak kurulur. Bu tuzağın sonucunda Paul’un ailesi darmadağın olarak firari hale gelir. Paul, ailesinin Arrakis kontrolünü yeniden kazanması için bir isyan başlatırken, tüm evrenin seyrini değiştirebilme ihtimalini yakalayacak mı?

Öncelikle filmdeki oyunculuklar mükemmel diyebilirim. Ama bana göre filmin süresi biraz uzun geldi. Bir bilim-kurgu filminden beklediğiniz aksiyon sahnelerini Dune’da o kadar fazla görmeyeceksiniz. Dune aslında bütçe olarak kendisinden daha yüksek bütçeli filmlere oranla daha mükemmel sahnelere sahip. Film orijinal romanın sadece yarısını anlatıyorken herkesin beklentisi devam filmlerinde romana sadık kalınarak filmin tamamlanması. Devam filmi çıtayı biraz yükseltirse sanırım serinin üçüncü filmini de izleme imkanımız olacak diye düşünüyorum.

Filmde bazı yerlerde gereğinden uzun diyaloglar var ve bu sahneler bana göre gerçekten sıkıcı geldi. Alışageldiğimiz seri filmlere hiç benzemiyor. Bunun başlıca sebeplerinden birisi de Star Wars filmlerinde mesela her seri filminde bir son varken Dune’da böyle bir şey yok.

Dune’da vıcık vıcık espriler hiç yok. Bunun yanında hızlı kamera geçişleri neredeyse hiç kullanılmamış. Ama bunun yanında kendisini tekrarlayan sahneler ciddi anlamda bana sıkıcı geldi. Efeckt ve müzikleri gerçekten mükemmel seçilmiş.

Dune hakkında son sözlerim sanırım okuduğum yorumlar üzerine olacak. Birçok film sitesinde yapılan yorumları okuduğumda büyük bir kitlenin filmi beğenmediğini gözlemlerken bazı yorumcular 1984 yılında çekilen filmi yerlere vurmuş. Ama benim bir sinemasever olarak şahsi görüşüm maalesef 1984 yılında çekilmiş olan film izleyicisini daha iyi doyuran bir filmdi. Hem süresi hem finali ile….

Kamil Hızer / Magazinname.com

Bir yanıt yazın