Dronningen “Kupa Kızı” film incelemesi ve eleştirisi

Dronningen “Kupa Kızı” film incelemesi ve eleştirisi

Bu kez sizlere Danimarka-İsveç ortak yapımı olan senaryosunu Maren Louise Kaehne, May El-Toukhy ikilisinin yazdığı yönetmenliğini May el-Toukhy’nin yaptığı Dronningen “Kupa Kızı” filminin incelemesini yapacağım.

Filmde başlıca rolleri Trine Dyrholm, Gustav Lindh ve Magnus Krepper gibi isimler üstlenmiş. Film aslında ensest bir ilişkiyi anlatan bir film. Yani ülkemizde pek sıcak bakılmayacak bir konuyu işlemiş.

Filmin konusuna gelince Anne başarılı bir avukat eşi Peter’de bir doktordur. Peter’ın bu ikinci evliliğidir. Çiftin evliliklerinden iki kızları vardır. Hep birlikte mutlu mesut bir hayat sürerlerken Peter’ın ilk evliliğinden olan oğlu Gustav annesi ile yaşadığı sorunlar sonrasında babasına gelmek zorunda kalır.

Gustav’ın aile hayatına girmesiyle aslında Anne ve Peter’ın evliliklerinde sorunlar baş göstermeye başlar. Anne ilk başlarda Gustav’ın kendilerine gelmesinden rahatsızlık duyar ama bunu açıkça belli edemez. Gustav eve taşınalı birkaç gün olduktan sonra babasının evini soyar. Evde paha eden ne varsa her şeyi çalar. Aradan geçen zaman içinde Anne, Gustav’ın pantolonunu çamaşır makinasına atarken kızlarının Gustav’a hediye etitiği anahtarı bulunca hırsızın Gustav olduğunu anlar.

Konuyu Gustav’a söyler ama eşine söylemez. Günlerden bir gün babasının ev dışında olduğu bir gece Gustav bir kız arkadaşı ile eve gelir. Üvey annesini kız arkadaşı ile tanıştırdıktan sonra birlikte odalarına çıkarak cinsellik yaşar. Üvey oğlunun ve kız arkadaşının cinsellik yaşarken çıkardığı seslerden etkilenen Anne daha sonra yatak odasına gider ve kendi vücuduna bakar.
Artık Anne için Gustav bir anda üvey oğlu konumundan çıkmıştır. En son kızları ve Gustav ile birlikte gittikleri gölde onunla şakalaşmaları birbirlerine yakınlaşmasını sağlar.

Ve bir gece Anne eşinin konferans için şehir dışında olmasını fırsat bilerek tüm cesaretini toplayarak üvey oğlu Gustav’ın odasına giderek önce üvey oğluna oral seks yaptıktan sonra kendisini ona sunar.

Artık Anne ve üvey oğlu arasında yasak bir ilişki başlamıştır. Ama bu çok uzun sürmez. Evde yaşanan bir takım olaylardan sonra Peter ve Gustav baş başa sorunları çözmek için Peter’ın av evine giderler. Burada Gustav babasına üvey annesiyle yaşadığı cinselliği anlatır. Peter hemen üvey oğlunu da alarak eve döner. Ve Anne’den bunun hesabını sorar. Ama Anne her şeyi inkar eder ve olaylar farklı bir şekilde seyretmeye başlar.

Film hakkında söylenecek çok şey var aslında. Özellikle bir sahne erotizm sınırlarını aşarak pornografik olarak çekilmiş. Film tamamen ikili diyaloglar üzerine kurulmuş. Tamamen sıkıcı bir film. Filmin ilk bir saati Anne, Peter, Gustav ve küçük kızlar arasında geçiyor. Daha sonrasında Anne’in üvey oğlu ile yaşadığı birkaç cinsellik içeren sahne sonrasında aile dramına dönüyor.
Film bittikten sonra en çok merak ettiğim konu filmde Anne karakterini canlandıran Trine Dyrholm’un hayatında bir değişiklik olup olmadığı. Zira dile kolay gerçekten bu filmden sonra ailesinin yüzüne nasıl baktığıdır. Hatta çocukları varsa bu filmi çocuklarına nasıl anlatacaktır. Düşünebiliyor musunuz? Bir film uğruna neredeyse çocuğunuz yaşındaki bir erkeğe gerçek anlamda film için oral seks yapıyorsunuz? Bu sorunun cevabını bulmakta zorlanıyorum. Hani bu filmde oynayan bir oyuncu değil de porno filmlerde oynayan bir kadın olsa aklıma deli sorular gelmezdi.

Kamil Hızer / Magazinname.com

Bir yanıt yazın