Bird Box: Barcelona film incelemesi

Bird Box: Barcelona film incelemesi

Bird Box Barcelona filminin incelemesini kaleme almadan önce sizlere bu filme çok benzeyen görmenin ölmekle eşdeğer olduğu bir film izlediğimi hatırlasam da filmin adını bir türlü hatırlayamadım.

 

Neyse biz Bird Box : Barcelona filmine gelelim. İspanyol yapımı filmde kahramanımız yaşanan salgın öncesinde bir elektrik şirketinde mühendis olarak çalışıyor ve yaşanan salgın sonrasında küçük kızı ile hayatta kalma mücadelesini anlatıyor.

 

Sebastian ve küçük kızı, Barcelona’nın ıssız sokaklarında yaratıklardan kaçınmaya çalışırlarken, hayatta kalanlarla zorunlu ittifaklar kurarlar. Ancak, görünmeyen yaratığın ya da yaratıkların tehdidi, bu kez hiç beklemedikleri bir yerden ortaya çıkacaktır. Ben Bird Box: Barcelona filmini izlerken oldukça etkilendim. Hala ismini hatırlayamadığım filmin bende bıraktığı en büyük etki filmin sinematografik etkileyiciliği ve izleyenleri film içine çeken atmosferi iken Bird Box: Barcelona filmindeki yeni dokunuşlar, yaratığın ya da yaratıkların doğasını anlatma konusundaki sıra dışı taktiğiyle dikkat çekiciydi.

 

Bird Box: Barcelona filminin dış çekimleri gerçekten çok başarılıydı. Şehirdeki kaos ortamını ve karakterlerin özellikle dış mekanlarda verdiği mücadeleyi izlemek etkileyiciydi. Film, bu unsurlar ve korunan gizem sayesinde kendisini izlettirebiliyor. İlk filmde olduğu gibi, yaratığın veya yaratıkların doğasına dair net bir bilgiye ulaşamıyoruz. Filmde karakterler, din ve mitolojilere atıfta bulunarak, yaşananların insanlığın bir tür mahkemesi olduğunu, insanların ilahi bir güç tarafından yargılandığını ve suçlu bulunduğunu söyleyen teorileri paylaşıyorlar.

 

İkinci filmde de benzer teorilere rastlıyoruz, örneğin yaratıkların uzaydan gelmiş olabileceği, fizik ötesi varlıkların, meleklerin veya şeytanların kendileri olabileceği gibi. Bu konuda net bir açıklama olmamakla birlikte, finansal olarak bir sonraki yapım veya yapımlara açık kapılar bırakılarak sona eriyor.

 

İnsanları manipüle ederek onları seçilenler olduğuna inandıran yaratıkların, sığınaklarda bile güvenli olmadığı bir dokunuşla çok güzel işlenmiş. Çünkü sığınaklarda bile bu yaratıkların kontrolünde olan insanlar olabilir ve onları fark etmek neredeyse imkansız. Bu açıdan yapılan bu sunum bana göre muhteşemdi. Filmin sonunda, ilk filmde olduğu gibi, kahramanlarımız bir sığınak bulmayı başarıyorlar, ancak bu sefer sığınakta bir tedavi üzerinde çalışıldığını görüyoruz.

 

Bu filmde, senaryo bağlamında belki de en önemli açılımın kale içinde deneysel çalışmalar yapılıyor ve bu çalışmaların amacı, insanlığın bir düşüşten sonra tekrar kontrolü ele geçirip geçiremeyeceğini belirlemek diyebilirim. Muhtemelen sonraki filmlerde bu konuya odaklanan bir senaryo izleyeceğiz. Gördüğümüz kadarıyla, görenlerin kanında bir tedavi ümidi bulunuyor çünkü dışarıda dolaşan ve intihar etmeyen bu kişilerin DNA’ları, bir tür travma veya stresten sonra değişmiş gibi görünüyor. Bu travmalar, onları intihara sürükleyemediği için gizemli güç, onları farklı bir şekilde kullanıyor olabilir.

 

Evet, finaldeki fare deneyinin sonucu bize gösterilmese de, mobil gelişmenin sağlanacağını düşünebiliriz. Muhtemelen Bird Box: Barcelona filminin devamının çekileceğini düşünen biri olarak bir sonraki filmde, insanlar bu aşıyı test etmek ve yaratıklara karşı bir zafer elde etmek için çalışacaktır. Ancak, yaratıkların da buna karşı bir hamle yapması sürpriz olmaz çünkü içeriden, örneğin bu kaleden müdahale edememiş olsalar da,, görenler sayesinde (ajanlar aracılığıyla) yaşanan her şeyi en ince detaylarına kadar öğrenebiliyorlar.

Ama neden bilemem IMDB’de filme şöyle bir bakış atığımda verilen puanın çok düşük olduğunu söyleyebilirim

Kamil Hızer / Magazinname.com

Instagram: @kamilhizer

Bir yanıt yazın