2023 yılına damgasını vuran ismi çok duyulmamış filmler yazımın ilk bölümünde belirttiğim gibi sizlere aktardığım filmler öyle çok büyük ses getiren filmler arasında seçilmedi. O yüzden bu yazılarımda sezonun flaş filmlerine yer vermediğimin altını tekrar çizerek yazımın ikinci bölümünü sizlerle paylaşıyorum
Tetris
İsminden de anlaşılacağı gibi yıllar öncesinin en sevilen cep telefonu ve bilgisayar oyunlarından biri olan Tetris oyununun nasıl ortaya çıktığını anlata film. Geçtiğimiz yıl izleyip en çok etkilendiğim birkaç filmden biri olan Tetrsi filmiismindeki bu film bu yıl içinde izleyip epey sevdiğim bir yapım oldu film adından da anlaşıldığı gibi Tetris oyununun ortaya nasıl çıktığını ve milyonlarca kişinin eline cebine ve evine nasıl ulaştığını bize başarılı bir şekilde aktarıyor.
1988 yılında başarılı bir girişimcinin tetrisi keşfetmesiyle başlayan ve tehlikeli ve soğuk atmosferiyle Sovyetler birliğine kadar uzanan gerçek bir hikayeyi izliyoruz Seyir keyfi yüksek bir yapım olmasının yanında birazda belgesel tarzı bir yapım olması da dikkatimden kaçmadı.
The Covenant “Antlaşma”
Prime ekranlarından hala izleme şansına sahip olduğumuz yönetmenliğini Guy Ritchie gibi usta bir ismin üstlendiği “The Covenant” Afganistan’da yaşanan ve iki kişiyi merkezi olarak ilerleyen ve de en önemlisi konu aldığı kişi ve olayları tamamen gerçeğe dayanan bir film.
Afganistan’daki bir operasyon için görevlendirilen bir tim liderini ve bu bölgede Amerikan askerlerine hem tercümanlık yapan hem bir nevi lojistik destek sağlayan bir Afganlının yaşanan sıcak çatışmalar sonrasında ortaya çıkan çok zorlu durumları ve tüm bu savaşın kargaşanın kaosun ortasında hayatta kalma mücadelesi veren bu iki adamı konu alıyor.
Filmin iki ana karakteri mükemmel seçilmiş ve kelimenin tek anlamıyla cuk diye oturmuş. Çatışma sahneleri bana göre mükemmele yakın görsellik içermekte ve tabi bu seyir keyfinizi artıyor. Bu tarz filmlerden hoşlanıyorum diyorsanız izlemeden geçmeyin derim.
Sharper
Bir film düşünün ki size ilk dakikalarında bir aşk filmi hissi versin. Ve ardından varlıklı bir aile, sırlar, yalanlar ve büyük bir dolandırıcılık ve hırsızlık olayına evrilsin.
Sharper belki de son dönemlerde neredeyse ilk dakikalarda yarattığı algıyı bir anda farklı bir evreye getirip izleyicisini nanılmaz ters köşelere yatırıyor. Daha ilk dakikasında itibaren hikayesi ile sizi yakalayan filmde filmimiz bir kitapçının genç bir kızla tanışmasıyla başlıyor. Romantik bir komedi veya aşk filmi izleyeceğinizi düşünürken yönetmen ve senarist işbirliği ile film öyle bir farklı yere geliyor ve bu süreç izleyiciye o kadar mükemmel aktarılıyor ki. Hani tadından yeme de yanında yat diyeceğiniz bir şekilde.
Filmin kurgusu mükemmel, oyunculuklar deseniz oyunculuklar da mükemmel. Seyir keyfinin yanında görsel keyifte sunan Shaper için muhakkak bir şans verin derim.
The Moon “Ay”
Genelde Kore filmlerinden hiç haz almam. Bugüne kadar belki ön yargı olacak ama izlediğim Kore yapımı filmi bir elin parmaklarını dahi geçmez.
The Moon filmin çok sevdiğim bir dostumun önerisi ile izlemeye karar verdim. Ama iyi ki tavsiye etmiş ve iyi ki bu filmi izlemiş diyebiliyorum. The Moon filmi aya gitmek için yola çıkan 3 Koreli astronotu ve sonrasında yaşanan hayatta kalma mücadelesini konu alıyor Astronotlarımızdan bir tanesi kendini bambaşka bir ortamda hayatta kalmaya çalışırken buluyor Ve filmin temposu da giderek artıyor hem heyecanlı hem de çılgın olayları izlediğimiz bu film içindeki dramıyla da gerçekten izleyeni etkiliyor ilginç şekilde birkaç sahnede gerçekten gözlerimin dolduğunu bile hissettim Bence bu film özellikle uzay temalı işleri sevenlerin mutlaka göz atması gereken yeni bir yapım.
Kamil Hızer / Magazinname.com
Instagram: @kamilhizer