Ayşe Erbulak’ın, Eksik Parça Yayınevi etiketiyle raflarda yerini alan son romanı ” Aile Cinayetleri “ni ( 2024) okurken, sanki kağıt kesiği gibi, ufak ama acıtan yaralar hissettim ruhumda.Çok geçmeden ufunet bağlayacak yaralar…ve neden bilmem, masanın üzerindeki ince toz tabakasına parmağıyla ” 2 x 2 = 5 ” yazan Winston’u hatırladım birden.(*)
Bilge, Salim, Baykurt, Cankurt, Vedat ve diğerlerinde gerçek hayatın izi, sözü, sesi, yankısı vardı.İşlenen ” Aile Cinayetleri “nin yedeğinde duran, azmettiren ‘ boşlukta, zamansızlıkta saklanan sırların, yüzleşilen anıların misillemeleri ‘ydi aslında.
En küçük oğluna tecavüz edildiğinde susan bir anne kimin katiliydi ? Kendisinin mi, herkesin mi ? Kader kartlarını karıştırmıştı oysa…
Beş kişilik ailede mecbur kalmadıkça kimse ” birbiriyle konuşmuyor, yavaş yavaş kendi mezarlarına doğru yol alıyorlardı”.Yaşadıkları ev ” kocaman bir mezardı, yaşayanların ölülerden tek farkı hareket edebiliyor olmalarıydı.”
Herkes susuyordu.
” Hiç kimse hiç kimseyi koruyamadı.Darmaduman olduk.Senin dirlik dediğin bu mu ? ”
Aile içi şiddete, tacize, tecavüze, duygusal ve fiziksel ezimlere rağmen hep susuldu…yalanlara sığınıldı her defasında Kan içildi, kol kırıldı.
” Hiç kimseye bu adamı, bütün zalimliğine karşın sevmiş olduğunu itiraf edememişti.Celladına aşık olmuştu.Bu aşk yüzünden ailesini bir arada tutabilmek için her türlü işkenceye katlanırlen aslında onları parça parça bölüp kendiyle beraber yok etmişti.”
Sarı Yaz Bakımevi’nin zengin, yalnız, yeryüzü yolculukları oldukça uzamış misafirleri vardı.Ve hepsine ” akıl sağlığı yerindedir ” raporu veren ünlü profesörlerden oluşan bir ekibi…
” Çok ihtiyaç olursa kalıcı çözüme ulaşabiliyorlar ağrısız, acısız, ve uygun şartlarda…”
Sarı Yaz Bakımevi’nde şüpheli ölümler ustalıkla örtbas ediliyordu.
Yazar Ayşe Erbulak ” Aile Cinayetleri” ile bir başka zirveye erişiyor.Çok hazin bir hikayeyi, crescendo-decrescendo geçişleri ustalıkla okura aktarıyor…kalibresi, ışığı yüksek, rüzgarı güçlü bir kalem olduğunu yeniden kanıtlıyor.
” Aile Cinayetleri ” kurgusu, özenli dili, son derece sürükleyici, soluk kesen konusu, kahramanlarının inandırıcı gerçekliğiyle övgüyü hak eden bir cinayet romanı…okumanızı öneririm.
(*) Orwell G.:” 1984 ” Can Yay.,2000