2021 yılının en iyi filmlerinin incelemesi ve eleştirileri; Vol:1

Sinema sektörü halen pandemi etkisinde kalmış olmasına rağmen geçtiğimiz yıl vizyona giren en iyi filmleri sizler için derledik...

2021 yılının en iyi filmlerinin incelemesi ve eleştirileri; Vol:1

Covid-19 salgını sonrası bir türlü belini doğrultamayan sinema sektörü maalesef bu yılda çok iyi filmler çıkaramadı. Salgın öncesinde her yıl en az 25-30 mükemmel film üreten sektör geçtiğimiz yıl, geçmiş yılları mumla aratacak kadar az sayıda iyi film üretti.

Sizler için 2021 yılına damgasını vurduğunu düşündüğüm filmleri kısaca birlikte inceleyelim.

Benedetta

Senaryosunu Judith C. Brown, Gerard Soeteman, David Birke üçlüsünün yazdığı yönetmenlik koltuğuna Paul Verhoeven’in yaptığı bu dönem filminde Virginie Efira, Charlotte Rampling, Daphne Patakia, Lambert Wilson’un başrollerini üstlendiği Benedetta geçtiğimiz yılın bana göre başarılı filmlerinden biri olarak öne çıktı.

Benedetta filmi gerçek bir hikayeden yola çıkılarak yapılmış bir film. Filmin yönetmenliğini yapan Paul Verhoeven’i zaten Basic Instinct “Temel İçgüdü” Showgirls ve Robocop gibi filmlerden tanıyoruz.

Filmin konusuna gelince Benedetta adlı genç bir rahibe çok kısa bir süre içinde hızla gelişmeler göstererek Toskana’da bulunan bir manastırın başına geçer. Gösterdiği mucizeler sonrasında saygınlığı giderek artan Benedetta’nın başka bir rahibe ile cinsel ilişki yaşadığının tespit edilmesi üzerine yargılanır ve ömür boyu hapse mahkum edilir. Film skandal yönü yüksek bir olayı aynı zamanda izleyicisine felsefi, siyasi ve dini tartışmalara alam bir bütünlüğe imza atıyor.

Film bana göre konusu, kurgusu, çekimleri ve atmosferi ile bambaşka bir film olmuş. Bu filmi kesinlikle izlemenizi tavsiye ediyorum.

Spider Man No Way Home “Örümcek Adam: Eve Dönüş Yok”

Yönetmenliğini Jon Watts’ın yaptığı, senaryosunu Steve Ditko, Stan Lee, Chris McKenna üçlüsünün yazdığı Spider Man No Way Home filminde başlıca rolleri Tom Halland, Zendaya, Benedict Cumherbatch, Williem Dafoe, Alfred Molina gibi ünlü isimler üstlenmişler.

Daha önceki serilerde kimliği devamlı gizli gösterilen Spider Man’de bu kez kahramanımızın kimliği açığa çıkıyor ve bundan dolayı zor durumda kalan Spider-Man, Doctor Strange’den yardım istemesiyle etrafından gelişmeye başlayan olayları anlatıyor. Artık maskesiz ve kimliği afişe olmuş Spider Man’in maskesiz ve normal hayatına adapte sorunu yaşarken Doctor Strange’in kendisine yardım etmeye başlamasıyla yaşamaya başladığı riskler daha da tehlikeli bir hal alır ve onu gerçekten Örümcek-Adam olmanın ne anlama geldiğini keşfetmeye zorlar.

Film gişede çok büyük hasılat ederken bir çok sinemasever de büyük merakla bu filmi bekliyordu. Marvel ve DC filmlerinin zaten ciddi bir kitlesi varken bende nedenini bir tülü çözmesem de Spider Man serilerini büyük bir keyifle izleyen kitleden birisiyim. Ama bu seride beni en çok heyecanlandıran şey Williem Dafoe’nin tekrar bu filmde olmasıydı. Zira Dafoe’nin oyunculuğuna büyük bir hayranlığım vardır.

Evet film izleyicisini mutlu etti mi diye sorarsanız kesinlikle etti diyebilirim. Bunu sinemadan çıkarken izleyicilerin gözlerinden ve konuşmalarından gördüm. Ama yukarıda dediğim gibi Marvel ve DC kahramanlarına karşı bir ilginiz yoksa bu film hiç size göre değil. Zaten bu filmin daha uzun bir incelemesini birkaç gün sonra tekrar paylaşacağım.

No Time To Die

Listemizde bu kez de bir James Bond klasiği var. No Time To Die. Ian Fleming klasiği olan bu filmin senaryosunu Neal Purvis, Robert Wade ikilisi yazarken filmin yönetmenliklerini de Danny Boyle, Cary Joji Fukunaga ikilisi yaptı.

Serinin bu filminde uzun bir süre bir daha Bond serisinde oynayamayacağını söylemesine rağmen başrolü yine Daniel Craig üstlenirken bu seride Lea Seydoux, Rami Malek gibi isimlerde kendisine eşlik etmiş. Filmin çekimleri İngiltere, Amerika, İtalya ve Kanada gerçekleştirilmiş.

Bu seride artık Bond emekliye ayrılmıştır. Ama CIA’den eski bir arkadaşı olan Felix’in kendisinden kaçırılan bir bilim adamını kurtarması için yardım istemesi üzerine inzivaya çekildiği Jamaika’dan ayrılma sürecini ve bilim adamını kurtarmak için yapılan operasyonda Bond’u yeni bir teknolojiyle donanmış gizemli bir kötü adamın izine götürmesini izleyeceğiz.

Filmi izlerken birkaç ters köşe yaşayacağınız No Time To Die yine kelimenin tam anlamıyla klasik bir Bond serisine yakışır bir film olmuş. İzlerken gözlerinizi bir an olsun ekrandan ayıramayacağınız bu filmin daha önce incelemesini sizlerle zaten paylaşmıştık.

Kamil Hızer / Magazinname.com

Bir yanıt yazın