DOLAR 32,3779 0.17%
EURO 35,0405 -0.16%
ALTIN 2.324,660,24
BITCOIN 2270704-0.66674%
İstanbul
17°

AÇIK

16:45

İKİNDİYE KALAN SÜRE

02 Ekim 2020 Cuma

Firuze’nin “İhanet”i Soykan Müzik İmzası ile tüm dijital platformlarda yerini aldı.

Firuze’nin “İhanet”i Soykan Müzik İmzası ile  tüm dijital platformlarda yerini aldı.
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Müzik ve sahne dünyasının ilgi çeken isimlerinden Firuze Amerika’da müzik ve sahne çalışmalarına devam ediyor.

Çocukluk yıllarından beri sahne ve müzik kariyeri için hayaller kuran Firuze hayallerini gerçekleştiriyor.

Profesyonel müzik kariyerine İsveç’te başlayan Firuze, şimdi Soykan Müzik etiketi ile çıkan “İhanet” ile müzik dünyasında yeni bir sayfa açıyor.

Türkiye ve Avrupa’nın dört bir yanında müzikseverlerle buluşan Firuze , “İhanet” ile Amerika’daki müzik serüvenine de damga vuruyor. Şarkının ses kayıtları Amerika’da bulunan “ Spin Recording Studios “ da gerçekleşti.

2016’da Ümit Sayın’ın prodüktörlüğünde çıkardığı projedeki “Deli Aşık” şarkısı radyolar ve bir çok mecrada beğeni kazandı. Firuze şimdi de kendi söz ve müziği ile “İhanet”i müzikseverlerle buluşturdu. “İhanet”in müzikal dokunuşu, 9 ülkede adından söz ettiren Esad Fidan’ın düzenlemesiyle şekillenirken, Firuze’nin New York’ta gerçekleşen klip çekimleri de şarkının hikayesine eşsiz bir arka plan sunuyor.

Ajda ‘nın Sahne enerjisinden Sezen’in üretkenliğinden beslendim!!!

Firuze, Ajda Pekkan ve Sezen Aksu gibi Türk pop müziğinin kült isimlernden aldığı ilhamla, kendi müzikal yolculuğunda iz bırakmaya devam ediyor.

Ajda pekkan’ın uzun yıllardır sahne enerjisini hep benimsediğini ve hayranlıkla izlediğini belirten Firuze asezen Aksu içinde şunları söyledi “
Sezen Aksu bu coğrafyanın kadın ozanlarından biri onun üretkenliğinden aldığım ilham şarkı yazmamı daha da özel kıldı” dedi.

“Ajda ve Sezen’in izinde, kendi müzikal hikayemi yazıyorum,” diyen Firuze, “İhanet” şarkısının kendininde yerinin çok ayrı olduğunu söylüyor.

Soykan Müzik etiketiyle çıkan şarkı, Firuze’nin müzikal derinliğini ve sanatçı kimliğini bir kez daha ön plana çıkarıyor.

Devamını Oku

Vedat Akman tablolarını müzeye bağışladı

Vedat Akman tablolarını müzeye bağışladı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Akademisyen ve sanatçı Vedat Akman, sanat dünyasında büyük yankı uyandıracak bir hamlede bulunarak değerli 7 eserini Bodrum Deniz Müzesine bağışladı…

Emekli Akademisyen ve sanatçı Vedat Akman, Bodrum Deniz Müzesi’ne 7 tablodan oluşan özel bir eser koleksiyonunu bağışladı.

Bu koleksiyonda, dünyanın dört farklı yerinde kıyıya vurmuş deniz ürünleri, sünger, deniz kabuğu gibi malzemelerin yanı sıra denizden çıkan fosiller ve yarı değerli doğal taşlar da bulunmakta. Akman’ın eserlerindeki özgün yaklaşımı, bu malzemeleri elmas kadar değerli görmesine dayanıyor; çünkü onları bütünleştirerek benzersiz ve dikkat çekici eserlere dönüştürüyor.

Bu bağış, müzenin koleksiyonunu zenginleştirirken aynı zamanda doğanın ve denizin güzelliklerini sanatseverlerle buluşturmayı amaçlıyor. Vedat Akman’ın sanatı, doğanın sunduğu zenginlikleri estetik bir bakış açısıyla harmanlayarak sanatseverlere benzersiz bir deneyim sunuyor.

Bodrum Deniz Müzesi yönetimi; Müze yönetimi olarak, Vedat beye büyük minnettarlık duyuyor ve bu cömert bağışı için kendisine teşekkür ediyoruz. Bu eserler, gelecek nesillere ilham kaynağı olacak ve sanatseverlerin zengin bir sanat deneyimi yaşamasını sağlayacaktır. Bağışlanan tabloların sergileneceğini duyurmaktan mutluluk duyuyoruz. Sanatseverlerin bu önemli eserleri görmeye ve deneyimlemeye davet ediyoruz.”

Devamını Oku

Ayça Varlıer uzun bir aradan sonra Türkiye’ye dönüş yaptı

Ayça Varlıer uzun bir aradan sonra Türkiye’ye dönüş yaptı
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Tüm kariyerini Amerika hayali için sıfırlayıp 2,5 yıl önce Türkiye’den giden Ayça Varlıer, doğup büyüdüğü topraklara yeniden dönüş yaptı. New York’ta oyunculuk eğitimi alıp müzikallerde, sinema ve dizilerde rol alan Varlıer, bir yandan da özel gecelerde ve etkinliklerde şarkıcılık kariyerine de devam etti.
 
Hayallerini gerçekleştirip, istediği başarıları elde eden ünlü oyuncu, Türkiye’den gelen yoğun dizi, reklam ve sinema tekliflerine sağlıklı yanıtlar verip, kaldığı yerden iş hayatına hızlıca geri dönüş yapabilmek için döndüğünü açıkladı.
 
15 gün önce sessiz sedasız İstanbul’a dönen Varlıer, kısa bir dinlenme ve ön hazırlık aşaması sonrası, bayramdan sonra işler için kolları sıvamaya başlıyor.
Devamını Oku

Canan Anderson Barış Manço’nun ölümsüz eseri “Kara Sevda”ya kemanıyla yeniden hayat verdi

Canan Anderson Barış Manço’nun ölümsüz eseri “Kara Sevda”ya kemanıyla yeniden hayat verdi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Canan Anderson söz ve müziği Anadolu rock müziğinin efsane isimlerinden biri olan Barış Manço’ya düzenlemesi Garo Mafyan ve Kurtulan Ekspres’e ait olan unutulmaz şarkısı “Kara Sevda”ya kemanıyla yeniden hayat verdi.

Konu hakkında kısa bir açıklama yapan Canan Anderson “Barış Manço benim çok sevdiğim ve saygı duyduğum bir sanatçıdır. Kara Sevda adlı şarkısı da kendisinin en sevdiğim şarkılarından birisi. Bu yüzden bu parçayı kemanımla yeniden hayat vermek istedim” diyerek duygularını ifade etti.

Hatırlanacağı üzere Canan Anderson geçtiğimiz yıllarda İstanbul’un Balat semtinin arka sokaklarında sokak müzisyeni çocuklarla yaptığı şakalarla gündeme gelirken “Kara Sevda” adlı şarkının klip çekimleri için de yine İstanbul sokaklarını tercih etti.

İstanbul’un kalbinde ayrı bir yeri olduğunun da altını çizen Canan Anderson “Klip çekimi için bu yüzden İstanbul’u seçtik. Bu şehrin sokaklarının inanılmaz güzel bir enerjisi var ve bu çalışmamın herkese enerji getirmesini diliyorum” dedi.

Kamil Hızer / Magazinname.com

Instagram: @kamilhizer

Devamını Oku

Pınar Çekirge “Hayatın Şaşırtıcı Tesadüfleri Vardır… Ve Payansız Çelişkileri”

Pınar Çekirge “Hayatın Şaşırtıcı Tesadüfleri Vardır… Ve Payansız Çelişkileri”
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Yıldırım Fikret Urağ’ın yazdığı yönettiği ve Polis karakterini yaşar kıldığı ” Otelde ” adlı oyunda, afiş tasarımını Sinan Aksu, ışık tasarımını Kemal Yiğitcan, dekor tarımını Hüseyin Çamur üstlenmiş.
Ebru Unurtan Urağ ve Okan Bayülgen uzun yıllar belleklerde taptaze kalacak ve daha da önemlisi yaşamaya devam edecek iki karaktere başarıyla hayat vermişler.
Geçmişin acıları her ikisini de zor birer insana çevirmişti giderek.Ne tuhaf, tanışmaları bile başlıbaşına bir hayal kırıklığıydı aslında.Kendilerine sunulan ( önerilen demek isterdim ama dayatılan ) hayatlar karşısında yenilmemek için çabalıyorlardı.Aslında ‘herkesin bildiği sırlar’ı ortaya dökme, çoktan bir bulmacaya dönüşen yaşamı sorgulama zamanıydı.
 “ Peki, sana bir rol verip oynamaya zorlarsam oynar mısın o rolü, yalnızca beni sevdiğin için? ”
Kadın, erkek ve polis memuru, üçü de oyun kurucu olmuştu, üçü de yek diğeri için ‘öteki’ ve bir o kadar da beden ve gölge, yara ve bıçak, ses ve yankıydı aslında.Önce ve sonraydı.Vazgeçiş ve başlangıçtı.
Peki edebi düşlemlerle dolu, gök gürültülü, şimşekli, rüzgarlı yağmurlu bir gecede o otel odasında işlenen sıradan bir cinayet miydi sadece ? Sakın bir intihar olmasın…yedekte kalansa, belki de çoktan ölmüş aşk molekülleriydi.Ya erguvan rengi yalnızlıklar, ya çoktan biley taşına dönüşmüş yalnızlıklar…
Üç kahraman da hikaye anlatmaya yeltenmeden, bir hikaye kurmuşlardı.Dahası oynanan bir dizi oyunun içinde kaybolmuşlardı farkına bile varmadan.Aslında geçmişte başlayan bir hikayenin nasıl aktığını, nerelerde yan mecralara saptığını izlerken, tanık ve suç ortağı olduğumu hissettim bir an.Çok uzaktan, bir ömür kadar uzak diyarlardan beri onlara eşlik ettiğini ayrımsadım.Ürperdim.Ürpermek ne kelime, korktum.Kaderin bize hangi yazılmamış sayfaları açacağını, bilmediğimi düşündüm.O çaresizliği duyumsadım.Hani derler ya, ” Pervane ateşe aşıktır.Ateş sonu olur..”
Gökgürültüsü ve şimşek…
Adam ve kadın ipsiz bir uçurtma benzeri, kopmuş koşuyorlardı çağrışımlar, düşlemler, hatırlayışlar arasında.Humma gibi, cinnet gibi, sayrı dolu bir şeydi bu.
Beyefendi sizi anlıyorum. Haklısınız. Burası bir otel odası bu da bir yatak, yataktaki de karınız. Tabii tüm bunlar birçok ahlak dışı çağrışımlara neden oluyor. Ancak bilmenizi isterim ki biz karınızla bütün gece boyunca kim olduğumuzu ve buraya nasıl geldiğimizi anlamaya çalıştık. İnanın başka hiçbir şey yapmaya fırsat bulamadık.”
Yazar ve yönetmen Yıldırım Fikret Urağ seyirciyi oyun boyunca aktif olmaya çağrıyor, katılımcı olmasını sağlıyor.Ve belki de en önemlisi Ebru Unurtan Urağ, Okan Bayülgen, Yıldırım Fikret Urağ , hayatın doğal akışını bir başka okumayla anlamamız için şifreler sunuyorlar bize…tıpkı bir sümüklü böcek gibi geriye bıraktığımız izlere dönüp bakmamızı fısıldıyorlar kulağımıza usulca.
” Otelde ” oyununda alkış avcılığı, kıran kırana bir manipülasyon zırvalığı, yüzeyselleşme çabası, sıradan bir sahne dili, yerine tam oturmamış olaylar, kahramanlar yok.Işığı da, kalibresi de yüksek, rüzgarı güçlü oyunculuklar, seyirci için zor, tuzaklı ve bir o kadar da üst düzey bir reji ve tekst var.
“Otelde” yi her izleyen, hiç kuşkusuz, kendisinden bir şeyler katıyor oyuna, çifte su verilmiş tutku suçlarını, hayatın derinliğinde gizli kalmış alevli özlemlerini anımsıyor, kendini sorguluyor, kendiyle ödeşiyor.(istese de, istemese de kapak açılıyor.Cin serbest kalıyor çünkü.)
“Otelde” seyri keyifli, Okan Bayülgen, Ebru Unurtan Urağ ‘ın resital kıvamındaki oyunculuklarıyla göz dolduran, belli bir öz, anlatım, yansıtma uyum ve bütünlüğü sağlamış, belki dünya tiyatroları içinde bile antolojilere girebilecek bir eser.
İzlemenizi, öneririm.
Devamını Oku

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.